Aşık olmak konusunda dinimizin ölçüleri nelerdir?

Bildir
Question

Soruyu neden yöneticiye raporladığınızı kısaca belirtin.

Bildir
İptal

Hocam ben evlenmem dinen yasak olan birine aşık oldum, karşı cinse karşı olan sevgi hususunda ne yapılmalı?

 

Answer ( 1 )

  1. Yanıtı neden yöneticiye raporladığınızı kısaca belirtin.

    Bildir
    İptal

    İlk olarak: Erkeğin kadına, kadının erkeğe meyletmesi, yeryüzünde insan neslinin sürekliliği için ve aile içinde sevgi ve huzur oluşması amacıyla yüce Allah’ın insanlar arasında yarattığı bir fıtrattır. Nitekim yüce Allah şöyle buyurdu: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum, 21) Erkeğin kadın cinsine meylinden dolayı kınanmaz. Kadın sevgisinde, seven kişi kınanmaz hatta bu erkeğin kemali ve olgunluğundandır. Buna kanıt olarak şu hadistir: Enes radiyallahu anhudan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi: “Bana, (dünyanızdan) koku ve kadın sevdirildi. Gözümün nuru ise namazda kılındı.” (Nesai,3940)

    Ancak bir erkeğin kalbi evlilik dışında yabancı bir kadına bağlanırsa bu sevgiden kurtulması zor olur. Bu nedenle şeriat bu tür bağımlılıklara sebep olacak şeyleri ve nedenleri sakındırmıştır. Aşk ve bağımlılık genellikle gözü haramlardan sakındırmamak, haram olan şarkıları dinlemek, tahrik edici görüntüleri izlemektet dolayı oluşmaktadır. Özellikle kalbi Allah’ın zikrinden uzak ve zayıf kalplerde daha hızlı yerleşir. Aşkın ilkeleri ve sebepleri sorumluluk altındadır. Çünkü bakmak, düşünmek ve sevgiye maruz kalmak seçmeli bir husustur. Sebepleri yerine getirdiği anda sebepten dolayı meydana gelen sonuçlar kişinin isteğiyle olmamaktadır. Bu konu içki içmekten dolayı oluşan sarhoşluğa benzer. Nitekim sarhoşluk etkisi olan bir şeyi kullanamak insan elinde olan ve seçmeli bir husustur. Ancak bu maddeyi aldıktan sonra oluşan sarhoşluk onun elinde olan bir şey değildir. Madem sebep kişinin elinde olan bir husus ise elinde olmayan sonuçlardan dolayı mazur olamaz denilemez. Nasıl ki sarhoş olan mazur görülmüyorsa aynı şekilde bu olaya maruz kalan mazur değildir.

    Şüphesiz bakışları kesmemek, sürekli düşünmek; sarhoşluğa neden olan maddeleri almak konumundadır böylece neden olan sebep için kınanır. (Ravdatul muhibbin, 225) Evet bazı vakitlerde kişi mazur olabilir, kalbine düşen aşktan dolayı kınanmaz bu durum eğer aşık haram olan bir şey yapmamışsa, veya kişi bir kadınla evlenip onu severse ancak kadın bunu istemeyip boşanmaya çalışıyor ve boşanmışsa buna rağmen kalbi ona bağlı kalıyorsa bu kişi de mazur olabilir. Nitekim İbni Kayyim şöyle demiştir: Haram olmayan bir nedenden dolayı aşk oluşursa aşk sahibi kınanmaz. Bunun örneği kişi boşandığı eşi veya cariyesine aşık ve bağlı olarak kalmasıdır. Kişi bu durumda kınanmaz. Aynı şekilde kişi gözünü çevirdiği halde ani bir bakışla elinde olamadan aşk kalbine yerleşirse kişi mazur olur. Ancak bununla mücadele etmesi gerekir bunu kalbinden uzaklaştırması gerekir, ama buna rağmen gücü yetmiyorsa kınanmaz. (Ravdatul muhibbin, 225-226)

    İkinci olarak: Erkek belirli bir kadına meylederse doğru çözüm bu kişinin söz konusu kadını şer’i ve olabilirlik çerçevede istemesidir. Ancak söz konusu kişi ile evlenmesi mümkün değilse, Allah’a yalvarıp onun sıkıntısını gidermesi için dua eder. Kişi sabreder ve bu olayın onun için imtihan olduğuna dikkat etmesi gerekir. Şayet sabrederse ona büyük bir mükafaat vardır. Zira kişi aşkla imtihan edilirse iffet ve sabır gösterirse takvadan dolayı ecir alır. Bilindiği üzere kişi, bakış, söz ve eylem olarak haramlardan sakınır bunu da gizlerse, amacı haram olan bir şeyde konuşmamak, haram olan bir şeyi açığa vurmamak, aşık olduğu kişiye mesaj göndermemek olursa ve kalbindeki aşkın acısına dayanırsa buna ve masiyetin acısına sabrederse kişi Allah’tan korkan ve sabredenlerden olur.

    Örneğin; Müslüman bir kadının müşrik ve dinsiz erkeklerle evlenemeyeceği Kur’ân-ı Kerîm’de açık bir şekilde vurgulanmıştır: “İman etmedikleri sürece, Allâh’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allâh’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de, iman eden bir köle ondan daha hayırlıdır.” (Bakara Sûresi: 221) Müslüman kadınların Ehl-i kitap erkeklerle evlenmesi konusunda ise İslâm âlimleri, Mekke’den Medine’ye hicret edip gelen kadınlar hakkında nazil olan Mümtehine Sûresi’nin 10. âyet-i kerîmesinden hareketle, müslüman bir kadının, “ehl-i kitap da olsa” gayrimüslim erkekle evlenemeyeceğini ifade etmişlerdir. (Cassâs, c. 5, s. 328-331)

    Günümüze kadar İslâm âlimleri arasında müslüman kadınların gayrimüslim erkeklerle evlenemeyecekleri konusunda herhangi bir görüş ayrılığı olmamış, aksine bu konuda icmâ’ oluşmuştur. Dolayısıyla mümine bir kadının kafir bir erkekle evlenmesi ve buna niyet edip karar vermesi haramdır. Ancak bu evliliği haram kabul ederek buna niyet etmek veya yapmak kişiyi dinden çıkarmaz. Zira haramı küçümseme ve hafife almak olmaksızın haram olduğunu kabul ederek işlemenin kişiyi dinden çıkarmayacağı hükmü genel bir kural olarak bu meseleyi de kapsamaktadır. Fakat mümine bir kadının böyle bir evliliği haram kabul ederek evlenmesi bu evliliği meşrulaştırmayacaktır. Aksine nikah geçersiz olup her birliktelik gayrimeşru olacak ve bilerek haram işlemek ile günahın vebali de katlanacaktır.

    En İyi Yanıt

Yanıt Ekle

Bu soruya yanıt vererek sitenin Hizmet Koşulları ve Gizlilik Politikasını kabul etmiş sayılırsınız.