Menü

İslamın hükmüne ters hüküm vermek zorunlu olan bir ülkede hakimlik caiz mi?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
187 görüntülemeDavalar ve Şahitlik

İslamın hükmüne ters hüküm vermek zorunlu olan bir ülkede hakimlik caiz mi?

Faiz, miras vb. konularda islama ters hüküm vermek zorunlu olduğu halde hakimlik mesleği caiz olur mu?

Bilge Kaan CAN cevap verdi 6 gün önce

URL Kopyala
0

İslam hukukuna göre hükmetmenin mümkün olmadığı bir ülkede hakimlik mesleğinin caiz olup olmadığı konusu, İslam alimleri arasında farklı görüşlere neden olmuştur. Bu farklı görüşlerin temelinde, İslam’ın adalet ilkesinin nasıl hayata geçirileceği ve Müslümanların bulundukları toplumlardaki rolleri gibi çeşitli faktörler yatmaktadır. Bazı alimler, İslam hukukunun tam olarak uygulanamadığı durumlarda bile, bir Müslüman hakimin mevcut yasalar çerçevesinde adalet tesis etmeye çalışmasının ve zulmü engellemesinin caiz olduğunu savunurlar. Bu görüşe göre, hakim, elinden geldiğince hakkaniyetli kararlar vererek ve haksız uygulamalara karşı durarak önemli bir sorumluluğu yerine getirmiş olur. Faiz ve miras benzeri kesin İslama ters hüküm vermek zorunda kalınan konularda, davalı ve davacılar müslüman ise kendilerine İslamın hükmü hatırlatılıp imkan dahilinde ona göre hareket etmelerini teşvik eder.

Kim Allah’a itaat etmeyi, dininden ve Müslümanların maslahatlarından gücü yettiğini ikame etmeyi, oradaki vacipleri gücü yettiğince yerine getirmeyi ve gücü yettiğince haramlardan kaçınmayı kast ederek bir görevi üstlenirse, gücünün yetmediği şeylerden sorumlu tutulmaz. İyilerin yönetimi üstlenmesi, kötülerin yönetimi üstlenmesinden ümmet için daha hayırlıdır. Kim gücü yettiği hayrı yaparsa, gücünün yetmediği şeyle mükellef tutulmaz. Bu görüşü savunanlar, tamamen adaletsiz bir sistemde hiç Müslüman hakimin olmamasının daha büyük bir kötülük olabileceğini ileri sürerler. Müslüman hakimlerin varlığı, en azından bazı durumlarda adaletin sağlanmasına ve haksızlıkların azaltılmasına imkan tanır. Eğer hakim, İslam’ın adalet ilkelerine uygun kararlar verme ve haksızlıkları engelleme niyetiyle bu görevi üstleniyorsa, mesleği caiz olabilir.

Caiz görmeyenlerin veya şartlı caiz görenlerin görüşleri: Bu görüşü savunanlar, İslam hukukunun Allah’ın hükümleri olduğuna ve Müslümanların hayatlarının her alanında bu hükümlere göre yaşamaları gerektiğini ifade ederler. Dolayısıyla, İslam hukukunun yerine başka yasaların uygulandığı bir sistemde hakimlik yapmayı, İslam’ın temel prensiplerine aykırı bulurlar. Bu görüşe göre, hakim, mevcut yasaları uygulamakla yükümlü olduğu için, İslam’a aykırı hükümler vermek veya zulme ortak olmak zorunda kalabilir. Bu durum ise mesleğin caiz olmamasına neden olur.

Fakat hakimlik mesleğini prensip olarak caiz görmemekle birlikte, bazı özel durumlarda (örneğin, Müslümanların haklarını koruma veya daha büyük bir fitneyi engelleme gibi) belirli şartlar altında caiz olabileceğini belirtirler. Bu şartlar genellikle hakimin İslam’a aykırı hükümler vermekten kaçınabilmesi ve adalet tesis etme imkanının olmasıdır. Türkiye, laik bir hukuk sistemine sahiptir. Bu sistem, İslam hukukunun tümünü değil, çeşitli hukuk kaynaklarından beslenerek oluşturulmuş bir mevzuatı esas alır. Bu durumda, Türkiye’de hakimlik yapan bir Müslüman, İslam hukukunun tüm hükümlerini uygulama imkanına sahip değildir. Sonuç olarak; İslam hukukuna göre hükmetmenin mümkün olmadığı bir ülkede hakimlik mesleğinin caiz olup olmadığı konusunda kesin bir fetva vermek zordur. Bu, hakimin niyetine, mevcut sistemdeki adalet sağlama imkanlarına ve kişisel dini hassasiyetlere bağlı olarak değişebilir.

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 09/05/2025
0
Cevap yaz..