Menü

Farkında olmadan şirke düşme şüphesiyle şirkten korunma duası yapmak uygun mudur?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
890 görüntülemeİtikadi Konular

Farkında olmadan şirke düşme şüphesiyle şirkten korunma duası yapmak uygun mudur?

Merhaba ben küfürden çok korktuğum için kendi kendime bazı durumlarda kelime-i şehadet getirerek dua ediyorum böyle bir şey caiz mi yoksa yanlış mı yapıyorum?

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 26/07/2024

URL Kopyala
0

Bazı kaynaklarda altı kısım şirkten bahsedilmektedir, onlar sırasıyla şöyledir:

A- ŞİRK-İ İSTİKLÂL: Birden fazla ilâhın varlığını kabul etmek. Mecûsîlerin ve Müşriklerin şirkleri ile Seneviyye (dualistler) buna örnek gösterilebilir.

B- ŞİRK-İ TEB’İZ: Hristiyanların teslis inancında olduğu gibi, Allah’ın bir olduğunu söylemekle birlikte, O’nun ilâhlardan meydana geldiğine inanmak.

C- ŞİRK-İ TAKRİB: Allah’ı yaratıcı olarak kabul etmekle birlikte, O’na yaklaştırır veya şefaatçı olur ümidiyle başka varlıklara tapmak. Mekke müşriklerinin putlara tapmaları gibi.

D- ŞİRK-İ TAKLİD: Başka birini taklid ederek, Allah’tan başkasına tapınmak, ibadet etmek ve onları ilâh olarak tanımak.

Bu dört şubenin kesinlikle küfür olduğu hususunda icmâ hâsıl olmuştur. Bunun dışında “küfür” olup-olmadığı hususunda ihtilâf edilen iki şube daha mevcuttur ki bunların şirk sayılmayıp günah olduğu tercih edilen görüştür. Bunları da şu şekilde izah etmek mümkündür:

ŞİRKÛ’L-AĞRAZ : Herhangi bir mü’min Allah’ın (c.c.) rızası dışında birtakım gayeler gözeterek ibadette bulunursa şirkû’l-ağraz teşekül eder. Rasûl-i Ekrem’in (s.a.s.): “Gösteriş için oruç tutan, namaz kılan ve tasaddukta bulunan kimse Allah’a (c.c.) şirk koşmuş olur.’ hadis-i şerifi şirkû’l-ağrazı tarif eder. Bu sebeple riya ile ilgili bilgilerin farz-ı ayn olduğu ifade edilmiştir. (İbn-i Abidin, Reddü’l Muhtar Ale’d Dürri’l Muhtar, Mısır,1972, c.1, sh. 29) Tasavvuf büyüklerinden Fudayl b. İyaz’ın: “Halk için ameli terketmek riyâdır. Halk için amel etmek ise şirktir” sözü üzerine iyi düşünmek gerekir. Bugün “Halk bize ne der?” endişesiyle kıvranan insanlar; şirkû’l-ağraz hastalığına tutulmuşlardır.

ŞİRKÛ’L-ESBAB: Üzerinde hassasiyetle durulacak bir şirk çeşidi de şirkû’l-esbab’dır. Bunun mahiyetini Hz. Ebu Bekir Sıddîk’ten (r.a.) rivayet edilen şu hadis-i şeriften öğrenelim: “Şirk sizin aranızda karıncanın kımıldamasından daha gizlidir.” Hz. Ebu Bekir (r.a.): “Ey Allah’ın Rasûlü! Şirk ancak Allah azze ve celle’den başkasına ibadet etmek değil midir, yahud Allah’la birlikte başkasına tapmak değil midir?” Rasûl-i Ekrem (s.a.s.): “Allah hayrını versin ey Sıddîk!.. Şirk sizin aranızda karıncanın kımıldamasından daha gizlidir. Sana onun küçüklerini, büyüklerini yahud küçüğünü giderecek bir şey haber vereyim mi?” Hz: Ebû Bekir (r.a.): “Evet yâ Rasûlellah ” dedi. “Her gün üç defa: “Allah’ım bile bile şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediklerimden de senden af dilerim” dersin. Şirk: “Bana filân ve Allah verdi,” demendir. Denktaşlık ise: “Eğer filân olmasa idi, beni filânca öldürücekti” demendir.” Buyurdular.

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 26/07/2024
0
Toplam 1 cevaptan 1 tanesi gösteriliyor. Diğer cevapları görmek için tıklayın.
Cevap yaz..