İslâm âlimleri; haç takınmak, zünnar bağlamak, haham, râhip, râhibe elbiselerini giymek gibi giyimdeki benzemeleri alâmet-i küfür (küfür alâmet ve şiarları) olarak görmüştür. Burada üzerinde hassâsiyetle durulması gereken husus, giyilecek elbiselerin ve takılacak rozet ve süs eşyasının yabancı ümmetlere, bâtıl din ve ideoloji mensuplarına hâs olup olmadıkları keyfiyetidir. Mü’minin bâtıl din ve sistemlerden birinin mensubu gibi görülmesine sebep olacak tarzda giyinmesi kesinlikle haramdır. Zira bu tarzdaki bir giyim, yabancı bir milletin bayrağını iltizam eden kişinin işlediği “hıyânet-i vataniyye” suçu gibi, bir “hıyânet-i İslâmiyye” suçudur.

Yakın tarihimizdeki şapka devriminin İslâm âlimleri arasında infial uyandırmasının sebebi, devrin şartları içerisinde şapkanın küfür alâmeti ve şiarı olarak değerlendirilmesi, kâfirlere benzemekten korunma gayret-i diniyyesidir. Giyimdeki benzeme, duygu ve düşüncelerin kaynaşmasına medâr olması bakımından önem taşıdığı gibi, mü’minlerle bâtılperestlerin iç içe yaşadığı toplumlarda, sosyal karmaşaya sebep olması bakımından da önem taşır. Nitekim bu mevzuyu akaid-inanç meselesi olarak gören ve kâfirlere hâs elbiseyi-kıyafeti giyenlerin açıkça küfürlerine hükmeden âlimler de vardır.

Hıristiyanlar, haç’ı ibadet olarak kullandıkları için üzerinde açıkça haç yani istavroz işareti bulunan elbiseleri giymek, bunlarla ibadet etmek dinimizce yasaktır, haramdır. Keza ibadet dışında giymek de caiz olmaz. Hele ki bunu onlara küfürde benzemek niyetiyle giyen, hiç tereddütsüz küfre girer. Dolayısıyla velevki üzeri kapatılacak şekilde de olsa altında haç sembolü olduğunu bilerek bir müslümanın böyle bir kıyafeti giymesi meşru görülemez. Gayrimüslimlerin dini sembolleri hususunda bir müminin asla müsamahası ve hoş görüsü söz konusu olamaz. Spor taraftarı olmak gibi anlamsız fanatiklikler inançlı bireyleri inancından ve inancının gereklerinden uzaklaşmaya sebebiyet vermemelidir.