Sofra hazırken namaz kılmak tahrimen mi tanzihen mi mekruhtur?

İmam Ebû Hanîfe: “Benim için yemeğimin namaz olması, namazımın yemek olmasından daha makbuldür” diyerek, namazın değil yemeğin öne alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yemek sofrası hazırken namaz kılınması mekruh olup, önce yemek yenilmelidir. Ancak yemek yenildiğinde namaz vakti çıkacaksa, namazı önce kılmak gerekir. Namaz, huzur ve huşû içinde edâ edilmesi gereken bir ibadettir. Yemeğin ortaya gelmesiyle namaz vaktinin aynı zamana rastlaması halinde yemeğin öne alınmasıyla ilgili hadislerdeki emrin hükmü üzerinde ulema ihtilâf halindedir. Hanefi mezhebi dahil cumhur ulemaya göre; bu emrin hükmü menduptur, binaenaleyh bu emre göre hareket etmek uygun olandır. (Tahtavi, 1/359) Dolayısıyla mendup ve müstehabın terk edilmesi tenzihi keraheti gerektirdiği için bu halde namaz kılmak tenzihen mekruhtur.

Namaz, kalp huzuru ve gönül hoşluğu içinde yapılması gereken bir ibadettir. Bu sebeple kalbin huzurunu bozacak hallerden sakınılması gerekir. Sofra hazırken namaz kılmanın uygun olmadığı birçok hadiste belirtilmiştir. (Buhari, Ezan: 42, et’ime: 58, Müslim, Mesacid: 64-68) Çünkü karnı aç olan bir insan, sofra ortada iken namaz kılmaya kalkarsa aklı fikri yemekte olur. Dolayısıyla kalp huzuru içinde ve huşû ile namaz kılabilmesi mümkün olmaz. Ulemanın birçoğunun görüşüne göre, yemeğin namazdan önceye alınması vaktin müsait olması durumundadır. Eğer önce yemek yendiğinde namaz vakti çıkacak veya kerahet vaktine sarkacaksa o takdirde namazı öne geçirmek gerekir.

 

---

URL Kopyala