Sabah namazının birinci rek’atında, ikinci rek’atından daha uzun okumak, bil’icmâ’ sünnettir. İmam Muhammed bütün namazların ilk rek’atlarında, ikinci rek’atlarından daha uzun okumayı müstahsen görmüştür. Fetva da bunun üzerinedir. Nafile namazların her şefinde (her çift rek’atinde) birinciyi ikinciden uzun tutmak tenzihen mekruhtur. Ancak Peygamber Efendimizden (s.a.s.) bunun hilafına bir nakil olması müstesna. Vitirin ilk rek’atında, Sûre-i A’lâyı ve ikinci rek’atında Kâfirûn ve üçüncü rek’atında ihlâs sûresini okumak gibi. Nitekim Vitir namazı kıraat bakımından nâfile namaz muamelesi görür. Ayrıca bu kerahat, Şeyhayne (İmam Ebu Hanife ve Ebu Yusuf) göredir. İmam Muhammed uzatmayı ilk rekatı uzatmayı uygun görmüştür. Farza gelince; mezkûr uzatma, sabah namazında bilicmâ sünnettir. İmam Muhammed’e göre sabah namazının dışındaki namazlarda da sünnettir.

Bütün namazlarda, ikinci rekâtı, birinci rekâttan üç ve daha ziyade âyetle uzatmak tenzihen mekruhtur. Her iki rekatta okunan surelerin ayet uzunlukları birbirine yakın olması durumunda ikinci rekatın birinci rekattan bir, iki ayet uzun olması mekruh olmaz, üç âyet uzun olması ise tenzihen mekruh olur. Ancak birinci rekatın ayeti uzun olsa, ikinci rekatın ayetleri kısa olup birinci rekattan üç ayet fazla olsa ama buna rağmen harf sayısı olarak ikinci rekat birinci rekatla yakın olsa mekruh olmaz. (Binaye, 2/560; Raddu’l-muhtâr, 1/543) Nafilenin üçüncü rekâtı, yeni bir namazın başı demek olduğundan, onu, evvelkilerden uzun tutmak, mekruh olmaz. Çünkü, nafilenin her şefi (her iki rek’ati) müstakil bir namazdır. Bu mekruhluk, sünnet ile gelen dışındakilerde tenzihîdir. Nas olan yerde kerahet yoktur. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Cuma ve bayram namazlarının ilk rek’atlarında, Sûre-i A’lâ ve ikinci rek’atlerında Sûre-i Gâşiye’yi okurdu. Halbuki ikincisi, birinciden yedi âyet uzundur.