Ezanın canlı olarak okunması esastır. Ezan, Müslümanları namaza davet eden canlı bir çağrıdır. Bu nedenle, bir insanın bizzat okuması sünnettir. Kayıttan dinlenen bir ezan bu canlılığı taşımaz. Ezanın okunması, Allah\’ın birliğine ve Hz. Muhammed\’in (s.a.s.) peygamberliğine yapılan canlı bir şahitliktir ve bu mesajın insanlara tebliğidir. Kayıttan dinlemek bu şahitliği ve tebliği gerçekleştirmez. Ezanın yüksek sesle okunmasının amacı, çevredeki Müslümanları namaz vaktinin girdiğinden haberdar etmek ve onları camiye davet etmektir. Kayıttan okunan bir ezan, canlı bir insan (müezzin) tarafından yapılan gerçek bir davet değildir. Dolayısıyla her bir camide, münferit olarak, şahsen ve bizzat, müezzinlerin canlı olarak ezan okuması, İslam şiarı olan müekket (kuvvetli) bir sünnettir. Dolayısıyla banttan, ses kaydı ile, ya da iletişim cihazlarıyla aktarma yoluyla okunan ezan ile bu sünnet yerine gelmiş olmaz ve bu camiler, ezan okunmamış hükmünde olur. Bu nedenle konunun muhatapları olan yetkili kişiler islam\’ın şiar\’ı olan ezanı terk etme vebali ile muhatap olurlar. Normal şartlarda evde tek başına kılınacak farz namazlar için, hem ezan, hem de kâmet getirilmesi efdaldir. Fakat ezan terkedilebilir, sadece kamet de yeterlidir. (Alâüddîn, el-Hediyyetü’l-‘Alâiyye, 37) Ancak dijital cihazlardan okunan ezan ile ezan sünneti yerine gelmiş olmadığından, bu durumda hem ezan hem de kamet okunmalıdır.