Menü

Kendi mezhebine göre nikahı kalıcı şekilde düşmüş olan bir kimse başka mezhebe göre hareket edebilir mi?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
500 görüntülemeMezhepler Hakkında

Kendi mezhebine göre nikahı kalıcı şekilde düşmüş olan bir kimse başka mezhebe göre hareket edebilir mi?

Hürmeti musahara ve de 3 talak ile boşamadan sonra diğer mezheplerin fetvalarıyla amel etmek ve hürmeti musahara da bu şekilde nikahı devam ettirmek veya talakta ise Şafi ye göre nikah olmadığından yeni nikah kıymak suretiyle evliliği sürdürmek caiz midir ? Özellikle çiftin çocukları da varsa ? Pişman olunmuşsa bu şekilde diğer mezheplerin görüşleriyle amel etmek caiz mi ?

Öncelikle; her müminin, tâbi olduğu mezhebin görüşlerine göre amel etmesi esastır. Bu nedenle zaruret olmadıkça, kendi mezhebinin dışına çıkamaz. Meşru bir mazeret ile, bir meselede başka bir mezhebi taklit etmenin şartları ise şunlardır:

1) Taklidi önce yapmak. Bir ibadeti, kendi mezhebinde geçersiz şekilde yaptıktan sonra, nasılsa diğer mezhepte geçerli diyerek sonradan taklit etmemek.
2) Taklidi, diğer mezhep kolayına geldiği için yapmamak.
3) Bir meselede bir mezhebi taklit edebilmek için, o meselede, o mezhebin şartlarını bilmek.
4) Keyfi olarak değil, meşru bir sebepten dolayı taklit etmek.

Hurmeti musahara sebebiyle nikahı kalıcı şekilde düşmüş olan bir kimse başka mezhebe göre hareket edebilir mi sorusunun teknik açıdan iki sıkıntısı var:

Birincisi; konumuz şehvetle dokunmak, sıhriyyet yoluyla birbirlerine haram olan insanların şehvetle birbirlerini öpmeleri durumunda, bunun eşlerin nikâhını fesh sebebi olmamasına yol aranmasıdır ki bu ahlaki bir çöküntüdür. Bu duruma sessiz kalındığında (cezasız bırakıldığında) bu gibi gayrimeşru fiilerin önü açılabilecektir. Bu tehlike dikkate alınmalıdır zira meydana gelebilen gayrimeşru dokunma ve benzeri fiiler sebebiyle akrabalar arasında öldürme ya da yaralama gibi durumlar da oluşabilecektir. Dolayısıyla bunlar oluşmadan en az zararla olayın atlatılıp nikâhın feshedilmesi ve eşlerin ayrılması yoluyla cezasının tatbiki daha isabetli olurdu.

İkincisi; mezhepler arasında geçiş yapmak, işine gelmediğinde bir fetvayı bırakıp işine gelen bir fetvayla amel etmek, insanın istek ve arzularına fetva araması manasına geleceğinden, dindarlık dışı bir durumdur. Hatta bazı ilim adamları bu tür fiilleri dinsizlik olarak nitelemişlerdir. Maalesef Allah’a kullukta hassas olmamanın fetvasını veren çok sayıda insan da vardır ancak herkes verdiği fetvada da Allah’a hesap verecektir.

Ayrıca dört mezhep müçtehitlerinin ittifakı ile, tek mecliste verilen üç talak da geçerli olur: Said b. Cübeyr, Mücahid, Ata, Amr b. Dinar ve başkaları İbni Abbas’tan (r.a), bir kerede toplu olarak verilen üç talakın lazım ve vâki olacağını söylediğine dair nakiller yapmışlardır. İmran b. Husayn’e (r.a) bir mecliste hanımını üç kere boşayan kimsenin durumundan sorulmuş, o da “Bu adam Rabbine asi olmuş ve hanımı ona haram olmuştur” şeklinde fetva vermiştir.[1] Bu mesele hususunda üç talakın vaki olacağı şeklinde fetva veren âlimler; Malik, Şafii, Ebu Hanife bu mezheplere müntesip tüm ulema, Sevrî, İbn Ebi Leylâ, Evzaî, Leys b. Sa’d, Osman el-Betti, Ubeydullah b. Hasen, Hasan b. Hayy, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Rahûye, Ebu Sevr, Ebu Ubeyd, İbn Cerir et-Taberî, ve bütün bir ümmettir.[2]

Bunca delilden sonra, bu meselede bir talakın vaki olacağını söylemek hangi ilim ve iz’anla bağdaşır, bunu kestirmek gerçekten güçtür. Bir talak vaki olacağı şeklindeki fetvayı vererek, ailelerin yıkılmaması gerekçesinin arkasına sığınanlar, tam da aksine boşamayı ağzına sakız eden insanları kurtaralım derken kendilerini ateşe artıklarının farkında değiller.

 


Kaynakça:

[1] İbn Abdilber, el-İstizkâr 17/ 11-15
[2] İbn Abdilber, a.g.e., 17/ 19

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 21/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..