Yüzün sınırları; boydan, alın düzlüğünün başlangıcından çene ucuna kadar ve enden ise, kulak deliğinden önceki başlangıç çıkıntısından diğer kulağın başlangıç çıkıntısına kadar olan kısımdır. Bu tanıma göre çene ucu yüze dahil olur ve avret sayılmaz. Ancak çene altı  ve gırtlak kısmı yüzün sınırlarına dahil değildir ve bu nedenle örtülmesi gereken yerlerdendir. Dolayısıyla, namaz kılarken ve yabancı erkeklerin yanında bulunurken kadınların başörtülerini çene altlarını da kapatacak şekilde bağlamaları gerekir. Dört mezhebin fukahası, yüzün karşılaşılan kısım olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Enine genişliği iki kulak arası, boyuna uzunluğu ise genellikle saç bitiminden çene altına kadardır. Hatîb eş-Şirbînî, yüzün sınırlarını açıklarken şöyle der: “Uzunlamasına sınırları genellikle saç bitiminden alt çene kemiklerinin bittiği yere kadar (alt dişlerin üzerinde çıktığı iki kemik), enlemesine sınırları ise iki kulak arasıdır; çünkü yüz, karşılaşmanın gerçekleştiği yerdir ve karşılaşma bu şekilde olur.” (Muğni’l-Muhtac 1/172) Aynı şekilde, Malikî, Şafiî ve Hanbelî mezheplerinin üçü de, kadının namazda yüz ve elleri hariç tüm vücudunu örtmesi gerektiği konusunda ittifak etmişlerdir. Hanefî mezhebinde bulunan bir görüşte ayaklar avret uzuvlarına dahil değildir ancak ihtiyatlı olan ayakları da örtmektir. Sonuç olarak kadınların çene altı avret uzuvlarından olup namazda ve namaz dışında örtülü olması gerekir.