Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanındaki düğünlerde def çalmak ve halay çekmek hakkında elimize ulaşan tarihi rivayetlerin senedi zayıf olmasından ve bazı muteber rivayetlere ters düşmesinden ötürü, zahirleri baz alınarak bu konuda bir hüküm verilemez. Bu yüzden mercilerin ekseriyeti, boş ve nefsani eğlenceyi haram bilmekte ve de def ile onun dışındaki başka bir şey arasında ve düğün merasimi ile onun dışındaki diğer şeyler arasında bir ayrım gözetmemektedirler. Çalgısız hareket etmek hakkında da; bazı merciler erkek erkeğe ve kadın kadına şehveti tahrik etmemesi ve başka bir günah ve kötülüğe sebep vermemesi şartıyla caiz görmektedirler, bazıları ise sadece kadının kocası için dans etmesini caiz görmektedir.

Ancak Şeytan ve askerlerinin, kulları yanlışa yönlendirmek ve salahı fesada değiştirmek için en büyük araçlarından biri de çalgı aletleri ve bunlar ile icra edilen müziktir. Peygamber Efendimiz “sallallahu aleyhi ve sellem” şöyle buyudu; “Ümmetim arasında, zina yapmayı, ipekli elbiseler giymeyi, şarap içmeyi, çalgı aletlerini çalmayı helal sayan kimseler olacak”. (Buhari 5590) Bu hadis, çalgının haram kılındığı konusunda delaleti kat’î olan açık bir delildir. Dolayısıyla çalgı dinlemek caiz olmadığı gibi, çalgı eşliğinde ilahi, ezgi, marş vb. icra edilmesi, dini programların icra edilmesi ve izlenmesi daha da sakıncalıdır. Zira saygınlığı olan kutsallarımızın haram olan çalgı eşliğinde icra edilmesi veya ilahiler de geçen dini sözlerin yanında halay çekerek kol kola girip birlikte dönülmesi bu kutsallara karşı bir nevi saygısızlık anlamını taşıyabilir.