İnanarak veya inanmayarak falcıya gitmek ve fala baktırmanın hükmü nedir?
İnanarak veya inanmayarak falcıya gitmek ve fala baktırmanın hükmü nedir?
Fala inanma falsızda kalma sözü küfür müdür?
URL Kopyala
İslam öncesi Cahiliye döneminde bazı fal çeşitleri vardı. Kum üzerine bazı çizgiler çizilerek bakılan bir fal türü vardı ki, buna hattü’r-reml denirdi. Bunun yanında kelime ve isimlerle fal tutma, zarlarla fal açma, astrolojik fallar, koyunun kemiğine, kurbanın ciğerlerine bakarak fal açma, su falı, çay falı, kahve falı, bakla falı, tuz falı, balmumu falı, el yazısı falı gibi fal çeşitleri uygulanmıştır. Gerek kahin, gerekse falcı veya medyum, tarotlar, hatta burçları okuyanlar, kendilerine hangi adı takmış olursa olsunlar, dinin izin vermediği bir konuda konuşuyor, hüküm veriyorlarsa, aynı kategoriye girerler. Söyledikleri bazen tutsa bile, bu yüz tane yalanın arasından çıkan bir doğrudur. Yapanı da yaptıranı da inananı da tehlikeye sürükler.
Ebû Dâvûd’da geçen bir hadis ise şöyledir: “Kim bir kâhine gider, dediklerini doğrularsa; şüphesiz ki Muhammed’e indirilmiş olanı inkâr etmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Tıb, hadis no: 3904) Dinimizin kesinlikle yasakladığı falcılık, bir çeşit gaybdan haber vermektir. Halbuki, Kur’an; gaybı, Allah’tan başka hiçbir kimsenin bilemeyeceğini, peygamberlerle melekler dahi kendilerine vahyedilmedikçe gaybdan haber veremeyeceklerini açıkça bildirmektedir. Falcılık da kehanet gibi gelecekten haber vermektir ki dinimizce yasaktır ve günahtır. Dolayısıyla dinimizde falcılığın haram kılındığını bilerek ”fala inanma, falsız da kalma” sözü alaylı şekilde hükmü hafife alarak söylendiği takdirde küfür olup dinden çıkmaya sebebiyet verir.