İhramdan çıkmak için kesilmesi gereken saç miktarı ne kadardır?
İhramdan çıkmak için kesilmesi gereken saç miktarı ne kadardır?
Hastalıktan dolayı saçı seyrek ve kısa olan bir hanım kaç umre yapabilir?
URL Kopyala
Öncelikle; ihramdan çıkmak için kesilmesi gereken saç miktarı hakkında ihtilaf edilmiştir:
Malikiler ve Hanbeliler başın bir kısmını kesmenin geçerli olmadığını söylemişlerdir. Çünkü Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem saçının tümünü kesmişti. Ayrıca mutlak olan emir kesmektir, bu nedenle kesmenin kemaline dönülmesi gerekir. Hanefi’de ise başın dörtte biri miktarı kadar saçın en az bir parmak boğumu uzunluğu kadar kesilmesi geçerlidir. Dörtten birinden daha az kesmek geçerli olmaz. Şafiiler ise: başın her hangi bir yerinden en az üç kıl kesmek veya kısaltmak yeterlidir. Kadınlar da aynı hükümlere tabidir. (Muğni, 3/196) Sonuç olarak en tedbirli uygulama tüm saçından kısaltma veya kesme işlemi yapılmasıdır. Fakat kişi saçın bir kısmından kesmiş olsa durumuna bakılır; şayet ilim ehlinin fetvasına göre yapmışsa onun üzerine her hangi bir şey gerekmez. Ama sormadan yapmışsa yaptığı uygulama geçerli olmaz, ihramı üzerinde kalır. Hemen elbisesini çıkarması ve saçını kapsamlı bir şekilde kısaltması veya kesmesi gerekir. Böylece ihramdan tamamen çıkmış olur.
İkinci olarak; Temettu haccı yapan kimselerin umre yaptıktan sonra hac ihramına girinceye kadarki süre içinde, Arafat vakfesinden önce tekrar umre yapmaları caizdir. Ancak bu kimseler için efdal olan, umre yapmak değil, tavaf yapmaktır. Aynı şekilde umre mevsiminde umreye gidenlerin de Harem hudutları dışına çıkarak ikinci, üçüncü… umre yapmaları caiz ise de tavaf yapmaları daha faziletlidir. Fırsat buldukça bol bol nafile tavaf yapmaya özen göstermelidirler. Uzaktan gelenlerin nafile namaz kılmak yerine, nafile tavaf yapmaları daha uygundur. Bu nedenle alimlerin çoğuna göre, Beytullah’ı tavaf etmek nafile namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Nitekim Mekke’ye dışarıdan gelen kimse namazı her yerde edâ edebilir. Zirâ namaz, sadece Mescid-i Haram’a has bir ibâdet değildir. Tavafa gelince, onu Mekke’den başka bir yerde edâ etmek (tavaf etmek) mümkün değildir. Bu sebeple (vakitlerini) tavaf ile değerlendirmesi, onun için daha evlâdır.