İddet bekleyen kadın yalnızlıktan bunalıma girse ziyaretlerde bulunabilir mi?
İddet bekleyen kadın yalnızlıktan bunalıma girse ziyaretlerde bulunabilir mi?
İddet bekleyen kadın ihtiyaçları karşılansa dahi aylarca evde beklemek, yakınlarına akraba arkadaşlarının evine gidememek vb. sebeplerden evde yalnız kaldığı için çok bunalabilir. Hatta psikolojisi belki bozulabilir. Siz gündüz veya gece eğer ihtiyaçları karşılanıyorsa kadının gündüz veya gece dışarı çıkamaz demişsiniz. Serahsi kadının gündüz dışarı çıkabileceğini hatta yalnızlıktan şikayet eden kadınlara Abdullah bin Mesud’un (r.a.) gündüz dışarı çıkmaları için izin verdiği bir rivayet naklediyor. Dolayısıyla bunlara bakılarak kadın iddet zamanı gündüz hava almak için veya akraba arkadaşlarını ziyaret etmek için gündüz dışarı çıkamaz mı yoksa çıkabilir mi, gecelememek şartıyla? Aynı zamanda gündüz biraz yürüyüş yapıp rahatlayıp evine geri dönemez mi? Ve şayet Diğer mezhepler de kolaylık varsa taklit mümkün mü?
İbni Mesud’dan (r.a.) rivayet edilen müsamaha; kocası ölen kadınlar hakkındadır. Şöyle ki; kocası ölüp iddet bekleyen bazı kadınlar İbni Mesud’a (r.a.) yalnızlıktan şikayet edince gittikleri yerde gecelememek şartıyla ziyarette bulunmalarına müsaade etmiş. (Mebsut, 6/32) Bu müsaade ise boşanan kadınlar için söz konusu olmamıştır. İddet; bir kadının ibadet etmek ve rahminin masumiyetini öğrenmek veya kocası için üzülmek için beklediği bir döneme verilen isimdir. Ancak bazı Maliki hukukçuları, iddet bekleyen kadınların çok zorunlu bir ihtiyaç olmadığı halde gündüzleri evinden çıkmasına izin verdiler. Mâlikî kitablarından [Minahü’l-Celil 4/335] kitabında şöyle diyor; ”boşanma veya vefattan sonra iddet bekleyen kadın, günün iki ucundaki ihtiyaçlarını karşılamak için evinden çıkabilir, yani fecirden sonra gün batımında alacakaranlık batıncaya kadar ancak evinde gecelemek şartıyla.”
Boşama iddeti bekleyen kadının geçimi kocasına ait olduğu için gece veya gündüz dışarı çıkıp dolaşması İslâm nazarında caiz görülmemiştir. Allah Teâla şöyle buyurur: “Boşadığınız kadınları iddet süresince evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar.” (Talâk, 65/1) Dolayısıyla ciddi bir sağlık problemi veya kocanın güvenilir olmaması gibi zarurî bir mazeret olmadıkça boşanmış kadınların iddetini evde tamamlaması zorunludur. Aynı şekilde kocası ölen kadın yaşlı da olsa iddet beklemelidir. İddet süresi; ölümden hemen sonra başlar, dolayısıyla kadın defin işlemine katılamaz, iddet süresince mezarlık ziyareti yapamaz, evi dışında herhangi bir yerde taziye kabul edemez. Kocası ölen kadının iddet süresi; kadın hamile değilse, ister büyük ister küçük yaşta olsun dört ay, on gündür. “Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler.” (Bakara;234) Bu ayetten dolayı kadın iddet süresini kocasının evinde geçirir, evden dışarı çıkmaz. Ancak kocası ölen kadının geçimi kendisine ait olduğu için, geçimini sağlayacak bir malı yoksa gündüz dışarı çıkıp uygun şartlarda çalışarak geçimini sağlayabilir. Hastalandığı zaman hastaneye gitmek, yanında ihtiyaçlarını karşılayacak kimse yoksa çarşıdan market vb. ihtiyaçlarını almak gibi durumlarda iddet esnasında evden dışarı çıkabilir. Her iki durumda olan kadının iddet beklediği evin, muhafazalı müstakil bir ev olması durumunda, ihtiyaç halinde dikkat çekmeyecek şekilde evlerinin bahçesine de çıkabilirler.
Ayrıca başka bir mezhebi taklit etmenin caiz olabilmesinin gerekli şartlarını görmek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz:
https://fetvalar.hgev.org.tr/soru/bir-meselede-baska-bir-mezhebi-taklit-etmek-caiz-midir/
URL Kopyala