Hadislerde yasaklanan dağlama tedavisi caiz değil midir?
Hadislerde yasaklanan dağlama tedavisi caiz değil midir?
Dağlama yöntemiyle yapılan tedavinin, bazı hadislerde tavsiye ve hatta tatbikatına rastlandığı hâlde, bazı hadislerde de yasaklandığı görülür. Bu durumu, âlimler, “ıstırap veren, tehlikeli ve maharet isteyen bir tedavi metodu olması nedeniyle, mecbur kalmadıkça, ehil kişi bulmadıkça başvurulmaması gerekir” şeklinde yorumlarlar. Ayrıca Peygamber Efendimizin (s.a.s.) bu tedavi yolunu yasaklamasının diğer bir sebebi de onların daha hastalık gelmeden önce hastalıktan korunmak maksadıyla kendilerini dağlamayı bir adet haline getirmiş olmalarıydı. Oysa zaruret olmadan vücudu dağlattırmak mekruhtur. Bir ihtimal uğruna böylesine tehlikeli bir tedavi yolunu göze almanın yanlışlığını açıklamak icap ediyordu.
İşte Peygamberimizin (s.a.s.) dağlama ile ilgili olarak getirdiği yasağın bir sebebi de bu idi, yoksa mutlak surette bir yasaklama kast etmemiştir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) Uhud Gazvesinde yaralandığı zaman, önce suyla yıkamışlar, kanın durmadığını görünce Hz. Fatıma (r.a.), bir parça hasır yakarak yaranın üzerine koymuş ve kan durmuştur. (Buharî, Tıp, 27) Zamana ve şartlara göre tedavi yöntemleri sürekli değişebilmektedir. Günümüzde tıp bilimi ilerlemiş olup yeni yöntemler uygulanmaktadır. Bir hastalığı daha hafif ve daha kolay yoldan tedavi imkânı varken dağlama ile tedavi etmek yasaklanmıştır. Ancak dağlamadan başka tedavi imkânı kalmadığı zaman tedavi için dağlama yoluna başvurmakta şer’î bir sakınca yoktur.
URL Kopyala