Besmeleyi içimizden çekerek besmele çekme sünneti yerine gelir mi?
Besmeleyi içimizden çekerek besmele çekme sünneti yerine gelir mi?
Yemeğe başlarken ve abdest almaya başlarken besmeleyi sessizce içimizden çeksek sünnet yerine gelmiş olur mu?
URL Kopyala
Zikir, şükür kavramında olduğu gibi hem dil, hem kalb ve hem de bedenen yani amellerle olmalıdır.
1. Dil ile zikir: Allah’ı isimleriyle anmak, hamd etmek, tesbih etmek, Kur’an okumak, Kur’ân’ı dinlemek ve dua etmektir. Dil ile telaffuz olmadan Kuran okunmaz. Dil ile yapılan zikir, kalbi zikre yol açmalıdır.
2. Kalb ile zikir: Kalbi zikir, bedenin zikrine yani ameli zikre zemin hazırlamalıdır. Ameli zikirden kastımız, Allah’ın yapmamızı istediği kulluk vazifeleri, bir başka ifadeyle ibadetlerdir. Kalb ile zikir, Allah’ı gönülden anmaktır.
3. Bedeni zikir: Vücudumuzdaki bütün organların, sorumlu oldukları vazife ile meşgul ve yasaklandıkları şeylerden de kaçınmalarıdır. Bu noktada hem Allah ile ve hem de insanlarla olan muamelemizin dürüst ve samimi olması gerekir. Dolayısıyla yaptığımız her işi, ibadet şuuru içerisinde yapmalı ve aksi durumda hesaba çekileceğimiz endişesini taşımalıyız.
Sonuç olarak bazı zikirler, bazı hallerde kalben yapılabilir. Ancak iftitah tekbiri, kıraat, teşehhüt, besmele çekmek, secde ayeti okumak, azad, talak istisna, yemin, adak, İslam’a girmek için şehadet getirmek gibi benzeri hususların geçerli olabilmesi için dil ile telaffuz edilmesi ve telaffuz eden kişinin bunu kulağıyla duyması gerekir. Örneğin kişi talakı kalbinden geçirse fakat kulakları ile duyacak şekilde telaffuz etmese boşanma gerçekleşmez, diğer saydığımız hususlarda böyledir. Dolayısıyla kendi duyacağı şekilde telaffuz etmeden sadece içinden geçirmekle abdestten veya yemekten önce besmele çekmek sünneti yerine gelmiş olmaz.