Menü

Altın biriktirmek ayette geçen altın gümüş stoklama kapsamına girer mi?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
512 görüntülemeMuhtelif Konular
0 Yorum

Altın biriktirmek ayette geçen altın gümüş stoklama kapsamına girer mi?

Altın yapılan kazançtan ufak ta olsa hayır yaparak cimrilik yapmayarak fazla altın biriktirmek günah mı?

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 26/07/2024

URL Kopyala
0

Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda sarfetmeyenler var ya; işte onlara acı bir azabı müjdele! O gün Cehennem ateşinde bunların üzeri ısıtılır; bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanır; ‘İşte kendiniz için yığdıklarınız, yığdıklarınızı tadın’ denir.” (et-Tevbe, 9/34-35) Âyette yasaklanan kenz (stoklama) için altın ve gümüş zikredilmişse de, her türlü mal stoku için durum aynıdır. (Kurtubî, el-Câmi`li Ahkâmi`l-Kur`ân, Beyrut 1965, VIII, 133)

Zekâtı verilmiş malın stok edilmesinin yasaklanmış kenze girip girmeyeceği hususunda âlimler değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Âlimlerin çoğunluğuna göre böyle bir mal, yasaklanan kenz kapsamına girmez. Hz. Ömer (r.a.) bu görüştedir.  Hz. Ömer’in oğlu Abdullah (r.a.) şöyle demiştir: “Zekâtı ödenen mal, yerin yedi tabakasının altında saklansa da kenz değildir. Ama ortalıkta da olsa, zekâtı ödenmediği takdirde kenzdir` Aynı görüş, İbn Abbâs, Câbir ve Ebû Hüreyre’den (r.a.) de nakledilmiştir. (İbn Kesir, Tefsiru`l-Kur`âni`l-Azîm, Kahire, ty, IV. 80-81)

Bazı âlimlere göre ise, stok edilen mal, zekâtı ödenmiş olsa bile yasaklanan kenze girer. Bu görüşte olanlar, yukarıdaki âyetle birlikte şu âyeti de delil olarak zikrederler: “Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, o (kimsenin iyiliği) dir ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inanır; Allah rızası için yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan (köle ve esirlere) mal verir; namazı kılar, zekâtı verir…” (el-Bakara, 2/177).

Dikkat edilirse âyette hem zekât zikredilmekte, hem de yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara infaktan bahsedilmektedir. Âyetin baş tarafında zikredilen infâk, zekâtın aynısı olsaydı, ayrıca zekâtın zikredilmesinin bir anlamı kalmazdı (Taberî, Câmiu`l-Beyân`an Te`vili Âyâti`l Kur`ân, Kahire, ty. III, 348; Kurtubî, a.g.e., II, 241-242). Bu âlimlere göre servette zekât dışında hak vardır. Bu görüşün en şiddetli ilk savunucusu sahâbî Ebû Zerr el-Gifarî`dir. Ona göre yiyecek maddeleriyle normal geçim imkânlarından fazla elde tutulan bütün mallar stok olup sahibi şer’an kınanmıştır. Ebû Zerr, insanları bu görüşe teşvik etmiş ve muhalefet edenlere şiddetle çatmıştır. (Kurtubî, a.g.e., VIII, 125)

Kurtubî, Ebû Zerr`in bu görüşünü şöyle bir ihtimal ile yorumlamaktadır: Kenz ile ilgili âyet, müslümanların gerçekten maddî sıkıntı içerisinde oldukları, Muhâcirlerin büyük maddi sıkıntılar içerisinde olup Peygamber (s.a.s)`in bu maddî sıkıntılarını karşılayamadığı bir dönemde inmiş olmalı. Zira beytu`l-mal sahabilerin ihtiyaçlarını o gün için karşılayamıyordu. İşte müslümanlar bu durumda olduğu bir sırada ihtiyaçtan fazlasının stok edilmesi bu âyetle yasaklanmıştır. Gerçekten de böyle durumlarda altın ve gümüşü biriktirmek câiz değildir. Müslümanlar o sıkıntılı durumdan kurtulduktan sonra, sadece zekâtlarını ödemekle yükümlü tutulmuşlardır. (Kurtubî, a.g.e., VIII, 125-126)

Kurtubî`nin bu yorumu gayet makuldür ve her ne zaman müslümanlar aynı durumu yaşamakla karşı karşıya kalırlarsa aynı hüküm sözkonusu olur. Gerçekten de müslümanlar maddî sıkıntı içerisinde kıvranırken onlardan birinin servet biriktirmesi, iman kardeşliğiyle bağdaşmayan bir tavır ve tutumdur.

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 26/07/2024
0
Cevap yaz..