Akıntısı olup henüz özrü sabit olmayan kişinin namazını vaktin sonuna bırakması gerekir ve bu vakitten kast edilenin de müstehap vakit olduğu İmam Muhammed tarafından bildirilmiştir. Bu hususta müstehap vakte geciktirmekten kast edilen ise ikindi namazını akşam öncesi kerahat vaktine düşmeyecek şekilde eda etmektir. Keza yatsı namazını gece yarısından sonra kılmak mekruhtur, bu nedenle akıntısı olan kişi gece yarısı olmadan abdest alıp yatsının farzını kılmış olmalıdır. (Serahsi Mebsut, 3/208) Ülkemizde akşama 45 dakika kala kerahat vakti girmektedir, ikindi vaktinin girdiği andan itibaren farzını kesinti halinde kılacak bir imkan bulamayan kişi kerahet vakti girmesine yakın akıntı ile birlikte abdest alıp ikindinin farzını kılmalıdır. Bu şekilde kılınan namazın daha sonra iadesi de gerekmez. Keza yatsı namazı girdiği andan itibaren farzını kesinti halinde kılacak bir imkan bulamayan kişi kerahet vakti girmesine yakın akıntı ile birlikte abdest alıp yatsının farzını kılmalıdır. Vitir için asıl vaktin sonu beklenmelidir zira vitrin gece yarısından sonra kılınması mekruh değil aksine müstehaptır. Gece yarısı hesaplaması ise akşam namazı vakti ile imsak vakti arasındaki saat miktarının tespit edilip yarıya bölünmesi ile ortaya çıkar. On günden önce fakat adet gününden sonra hayzı kesilen kadın da ‘akıntısının geri dönme ihtimaline binaen’ müstehap vaktin sonunu beklemelidir. (Muhîtul’Burhanî, 1/218)