Adak borcunu ödeyecek imkanı olmayıp ölene kadar da bu imkanı bulamayan ne yapar?
Adak borcunu ödeyecek imkanı olmayıp ölene kadar da bu imkanı bulamayan ne yapar?
Muhtelif ayetlerde; verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı kalınması, Allah’a verilen sözün tutulması emredilir ve yapılan adakların yerine getirilmesi istenir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılır. (İnsan, 76/7) Peygamber Efendimiz de (s.a.s.) Allah’a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş, Allah’a isyan veya masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını istemiştir. (Buhârî, Eymân, 28, 31; Müslim, Nezir, 8)
Bu itibarla kişinin gerçekleşmesini istediği bir şey için bir adakta bulunması hâlinde o şeyin gerçekleşmesine bağlı olarak adağını yerine getirmesi gerekir. O şey gerçekleşmeden yapılan adaktan vazgeçilmesi adak yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak adak maddî imkânı gerektiren türden ise ve durumu da müsait değilse kişi bu adağı maddî imkânı müsait olduğunda yerine getirir. (Bkz. Kâsânî, Bedâi‘, V, 93) Şayet adağını yerine getirmeye güç getiremeyeceği kesinleşirse bu durumda da yemin kefareti gerekir.
Yemin kefareti gücü yeten kimse için; on fakiri bir günlük doyurmak veya her birine birer fitre miktarı ödeme yapmaktır, buna gücü yetmeyen kimse için; peş peşe 3 gün oruç tutmaktır, buna da muktedir olamadığı takdirde ölmeden önce gücü yeterse yerine getirir, yerine getiremeden öldüğü takdirde dünya hükmü olarak üzerinden sâkıt olmakla birlikte sorumluluğu ahirete kalır. Hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur: ”Kim belirsiz bir adakta bulunursa onun kefareti yemin kefaretidir. Kim Allah’a masiyette bir adak yaparsa onun kefareti yemin kefaretidir. Kim güç getiremeyeceği bir adakta bulunursa onun kefareti yemin kefaretidir. Kim de güç getirebildiği bir adakta bulunursa onu yerine getirsin.” (Süneni Ebi davut, h. no: 3322, İbni Mace, h. no: 2128)
URL Kopyala