Menü

Adağın kazası olur mu, adağını gercekleştiremeyen kişi ne yapmalıdır?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
412 görüntülemeAdak Bahsi

Adağın kazası olur mu, adağını gercekleştiremeyen kişi ne yapmalıdır?

Zamanında maddi imkansızlıktan söylenilen zaman içinde yapılamayan adak kaza edilir mi? Çok büyük bir şey adayan sonra imkan bulamazsa ne yapması gerekir?

Yapılan adağın geçerli olması ve sahibinin bununla mükellef olması için aranan şartlar şunlardır:

1) Adakta bulunan kimsenin müslüman, âkil ve bâliğ bir kimse olması gerekir.[1]
2) Adanan şeyin cinsinden bir farz veya vacip ibadetin bulunması gerekir. Meselâ; namaz kılmayı, oruç tutmayı, sadaka vermeyi, kurban kesmeyi konu alan adaklar geçerlidir. Hasta ziyareti adak konusu olmaz.
3) Adanan şey, bizzat maksut olan bir ibadet cinsinden olmalı, başka bir ibadete vesile olan bir ibadet olmamalıdır. Meselâ; abdest almayı, ezan ve kamet okumayı, mescide girmeyi konu alan adak geçerli olmaz.
4) Adanan şey, zaten yapılması gereken farz veya vacip bir ibadet olmamalıdır. Beş vakit namaz ve Ramazan orucu gibi.
5) Adanan şeyin meydana gelmesi ve yapılması maddeten ve dinen mümkün ve meşru olmalı, adak mal ise adayan şahsın mülkiyetinde bulunmalıdır.
6) Adanan fiil Allâh’a isyanı, bidat, günah ve mâsiyeti içermemelidir. Böyle olması halinde adak geçersiz olur.[2]

Adağın sıhhat şartlarından biri de adanan malın adak yapan kişinin mülkünde olması veya mülküne geçeceği zamana nispet edilmiş olmasıdır. Buna göre, bir kimse sahip olmadığı bir hayvanı kurbanlık olarak adasa veya an itibarıyla sahip olmadığı bir malı tasadduk etmeyi adasa bu adak sahih olmaz. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s.); ”Adem oğlunun sahip olmadığı bir şey de yapacağı adak geçerli değildir” buyurmuştur. Ancak kişinin adağı mülküne veya mülk sebebine izafe etmesi durumunda adak geçerli olur. Örneğin ”ileride sahip olacağım kurbanlık hayvanlar adaktır veya ileride sahip olacağım, satın alacağım, varis olacağım vb. mallarım sadakadır” demesi gibi. Bu durumda kişi kendisinin ve ailesinin geçimini sağladığı miktarın dışında kalan tüm sahip olduğu malları tasadduk etmesi gerekir. Ancak İmam Şafi’ye göre, gelecek zamanda sahip olunacak mallara izafe edilerek yapılan adaklar geçerli kabul edilmemektedir. (Bedaius’Sanai’, 5/90) Adak yapan kişi adadığı şeyi yapmaya muktedir olamadığı takdirde ölmeden önce gücü yeterse yerine getirir, yerine getiremeden öldüğü takdirde dünya hükmü olarak üzerinden sâkıt olmakla birlikte sorumluluğu ahirete kalır.

Kişinin gerçekleşmesini istediği bir şey için bir adakta bulunması hâlinde o şeyin gerçekleşmesine bağlı olarak adağını yerine getirmesi gerekir. O şey gerçekleşmeden yapılan adaktan vazgeçilmesi adak yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak adak maddî imkânı gerektiren türden ise ve durumu da müsait değilse kişi bu adağı maddî imkânı müsait olduğunda yerine getirir. (Bkz. Kâsânî, Bedâi‘, V, 93) Şayet adağını yerine getirmeye güç getiremeyeceği kesinleşirse bu durumda da yemin kefareti gerekir.

Yemin kefareti gücü yeten kimse için; on fakiri bir günlük doyurmak veya her birine birer fitre miktarı ödeme yapmaktır, buna gücü yetmeyen kimse için; peş peşe 3 gün oruç tutmaktır, buna da muktedir olamadığı takdirde ölmeden önce gücü yeterse yerine getirir, yerine getiremeden öldüğü takdirde dünya hükmü olarak üzerinden sâkıt olmakla birlikte sorumluluğu ahirete kalır. Hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur: ”Kim belirsiz bir adakta bulunursa onun kefareti yemin kefaretidir. Kim Allah’a masiyette bir adak yaparsa onun kefareti yemin kefaretidir. Kim güç getiremeyeceği bir adakta bulunursa onun kefareti yemin kefaretidir. Kim de güç getirebildiği bir adakta bulunursa onu yerine getirsin.” (Süneni Ebi davut, h. no: 3322, İbni Mace, h. no: 2128)


Kaynakça:

[1] Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâiî, Kitâbu’n-nezr, beyânu’n-nezr ve şerâitıhî, c. 5, s. 81-82
[2] Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâiî, Kitâbu’n-nezr, beyânu’n-nezr ve şerâitıhî, c. 5, s. 82-92; el-Fetâva’l-Hindiyye, Kitâbu’s-savm, bâbu’s-sâdis fi’n-nezr, c. 1, s. 208.

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 31/07/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..