Menü

Zina iftirasında bulunduğu sabit olan kişinin nikah şahitliği geçerli mi?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
254 görüntülemeDavalar ve Şahitlik

Zina iftirasında bulunduğu sabit olan kişinin nikah şahitliği geçerli mi?

Vaktiyle kazf suçunu işleyen birisi nikah şahidi olduysa, nikahı kıyılan çiftin nikahı geçersiz mi olur? Kazf suçundan dolayı had cezası uygulanmamış ise hüküm değişir mi?

Zina isnadı, isnat edilen kimsenin muhsan olması ve isnadın kasıtlı yapılması kazf (iftira) suçunu oluşturan üç ana unsurdur. Zina isnadı bir kişinin başka bir kişi aleyhine zina ithamında bulunması veya başka bir kişinin sahih olarak bilinen nesebini reddetmesi şeklinde olur. Bu isnadı sarih olarak ifade eden her yazı ve sözle kazf suçu gerçekleşmiş sayılır. (Serahsî, IX, 111) Kazf suç ve cezasına ilişkin âyetteki (en-Nûr 24/4) nitelendirmede iftira edilene kulanılan muhsan terimi fakihlere göre akıllı, ergen, hür, müslüman ve iffetli olan erkek, kadın, dul veya bekâr herkesi kapsar. Kazf suçunda aranan bir diğer şart bu isnadı yapan kimsenin suç kastıdır. Dolayısıyla kāzifin cezaî ehliyete sahip bulunması yani akıllı, ergen, hür iradeye sahip bir kişi olması şartı aranır. Kāzifin kadın, erkek, müslim, gayri müslim olması veya makzûfün akrabası olması suçun oluşması açısından önemli değildir. Bir kişi babası, annesi, kardeşleri aleyhine zina ithamında bulunsa kazf suçu işlemiş olur ve kazf cezasına mâruz kalır. (Serahsî, IX, 123)

Kazf suçlusuna verilecek mânevî ceza onun güvenilirlik niteliğini kaybetmesi, mahkemelerde şahitliğinin kabul edilmemesidir. Ancak kazf haddi (iftira cezası/80 sopa) uygulanmadığı müddetçe kāzifin şahitliği geçerlidir. Had cezası uygulanan kāzifin tövbe etmesi ve durumunu düzeltmesi halinde şahitliğinin kabul edilip edilmeyeceği konusu fakihler arasında tartışmalıdır. Hanefîler’e göre kāzif tövbe etse de şahitliği kabul edilmez. Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre kāzif tövbe eder ve iyi hali görülürse şahitliği kabul edilir. Burada tövbeden sonra şahitliğinin kabul edilip edilmeyeceği yönündeki ihtilaf mahkemede yapacağı şahitliğin kabulüne yöneliktir. Buna göre nikah akdine tanıklık eden kāzifin şahitliği bu nikahın sıhhati için yeterlidir. Ancak ileride bu nikahla ilgili bir ihtilaf olduğu takdirde onun mahkemede yapacağı şahitlik itibar görmeyecektir. Yani bu kişinin şehadeti tahammül (yüklenme) etmesinde bir sorun olmayıp şehadeti eda etmesinde sorun vardır.

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 31/07/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..