Yeminin bozulmasından önce kefaretin verilmesi hususunda fukaha ihtilaf etmiştir. Şafiî mezhebinde kişi kefaretin sebebi olan yemin gerçekleştiğinden, yemini bozmadan önce yeminin malla ödenen kefaretini verirse bu caizdir.[1] Dolayısıyla yeminimi bozuyorum demek ile yemin bozulmasa da bozulmadan önce mâlî kefaret ödemek mümkündür. Ancak yemin bozulmadan kefaret olarak oruç tutulması geçerli değildir. Zira kefaretin vakti yeminin bozulmasından sonra başlamaktadır ve oruç gibi bedenle yapılan ibadetlerin de vakti girmeden eda edilmesi geçerli değildir.[2]

Hanefi mezhebinde ise yemin bozulmadan kefaretin yerine getirilmesi hiçbir durumda geçerli olmaz.[3] Zira kefaret, yasağın ihlali neticesinde emredilmektedir. Mezkur durumda ise böyle bir ihlal söz konusu değildir. Kişi yeminini bozmadan önce kefaret niyetiyle fakire yemek yedirse ondan ücreti geri talep edemez. Zira kişi yemek yedirme ameliyesini hem kefaretini ödemek adına hem de infakta bulunmak için yapmaktadır. Zikredilen durumda Hanefilere göre her ne kadar kefaretin ödenmesi geçerli olmasa da infak sevabı geçerli olduğundan yemek yedirmek sadaka yerine geçmektedir.[4] Sadaka da hibe olduğundan geri alınması caiz değildir.

[1] Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Şeref b. Mürî en-Nevevî, Ravżatü’ṭ-ṭâlibîn ve ʿumdetü’l-müttaḳīn (Beyrut-Dımeşk-Umman: el-Mektebetü’l-İslami, 1991), 11/17.
[2] b. Ebi’l-Kāsım es-Sülemî ed-Dımaşkī İzzüddîn b. Abdisselâm, el-Ġāye fi’ḫtiṣâri’n-Nihâye (Beyrut – Lübnan: Darün-Nevâdir, 2016), 3/120.
[3] Ebü’l-Hüseyn Ahmed b. Ebî Bekr Muhammed b. Ahmed el-Kudûrî, el-Muḫtaṣar (Beyrut: Darü’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1997), 210.
[4] Ekmelüddîn Muhammed b. Mahmûd b. Ahmed er-Rûmî el-Mısrî el-Bâbertî, el-ʿİnâye (Daru’l-Fikr, ts.), 5/85.