Şayet kişi kendisini zekat ödemeye vekil kılan kimselerin zekatlarını birbirine karıştırıp fakirlere vermiş olsa zekat yerine gelmemiş olur ve müvekkililerden aldığı bu bedelleri kendilerine iade etmesi gerekir. Zira bu emanetleri birbirine karıştırmakla birlikte yetkisinin dışına çıkmış olduğundan bu emanetler bir bakıma gasp gibi kendi mülkü hükmünde olup kendi mülkünden hayır yapmış sayılır. Ancak şayet mal sahiplerinin bu yönde izni bulunursa veya baştan İzin olmadığı halde kendilerine bildirdikten sonra kabul ederlerse sorun olmaz.

Yine zekat sahiplerinin vekilin emanetleri karıştırmasına dair müsamaha gösterdiği yönünde bir örf söz konusu ise ve mal sahipleri de bu örfü biliyor ise yine sorun olmaz. Ayrıca şayet fakirler aracı kişiyi kendileri adına zekat toplamaya vekil kılmış ise teslim almış olduğu emanetleri fakirler adına teslim almış sayılır, sanki teslim aldığı anda fakirler o mala sahip olmuş olur ve dolayısıyla mal sahipleri adına ödeme gerçekleşmiş sayılır.

Zekat kendisine emanet edilen kişi fakire elden ulaştırma zorluğu sebebiyle, (hesaptan havale gibi yollarla) önce zekatı kendi malıyla ödeyip sonra mal sahibi tarafından verilen parayı da ödediğine mahsuben kendisi kullanabilir. Fakat önce zekat parasını kendisi kullanıp sonra kendi malından zekat ödeyecek olursa bu ödediği kendi adına bağış olup müvekkil adına zekat olarak geçerli olmaz. Fitre, fidye, tasadduk ve infak gibi benzeri yönde verilen vekaletler içinde aynı hükümler geçerlidir. Ayrıca zekat vermeye vekil olan kişi fakire ulaştırılması için bir başkasını da vekil kılabilir. (Raddu’l-muhtâr, 2/270)