Vefât eden kadının, cenazesi hakkında, söz sahibi kocası mıdır yoksa akrabaları mıdır?

Konuyla alâkalı İbn Kudâme şöyle der: “Hazreti Ömer’in (r.a) hanımı vefât edince ailesine: ‘Siz ona daha çok hak sahibisiniz’ dedi.”^[1] Bir de kadının mahremleri, hayatında iken velayetine hak sahibi olduklarına göre, vefâtından sonra da hak sahibi olmaları gerekir.

Kadının cenazesi hakkında, akrabalar ile koca arasında herhangi bir anlaşmazlık olmaz ise zaten sorun yoktur. Şayet bir anlaşmazlık olursa, vefât eden kadının mahrem akrabaları onun hakkında daha çok söz sahibidir. Buna binaen, şayet ölen kadının defin mekânında ihtilaf doğacak olsa önce babasının tercihi, sonra evladının tercihi, sonra kardeşlerinin tercihi gelir.

Ayrıca, bu konuda gelen rivâyetlerden dolayı, dört mezhebin fakihleri; mahrem akrabaların kocadan önce geleceği hususunda ittifak içerisindedir. Hatta Hanefîler şöyle der: “Kocanın, vefâtından sonra karısı üzerinde bir velâyeti yoktur. Ancak ona düşen, cenaze masraflarını karşılamaktır.”^[2]

 

---

Kaynakça:

[1] İbn Kudâme, el-Muğnî, Kitâbu’l-cenâiz, mes’eletü evle’n-nâs fi’s-salâti ale’l-meyyit, fasl ictemea zevcü’l-meyte ve asabetuhâ, c. 2, s. 360; Muhammed bin Hasen, Kitâbu’l-âsâr, bâb-u ğusli’l-mer’ati ve kefenihâ, c. 2, s. 137, h. no: 230.
[2] İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, Kitâbu’s-salât, bâb-u salâti’l-cenâiz, c. 2, s. 206-220.

---

URL Kopyala