Otomobil veya uçak veyahut da tren gibi ulaşım araçlarında namaz kılacak kimse, kıbleye yönelme ve ayakta kılma imkânı bulamazsa şu iki şart olmadan farz veya vacip bir namazı îmâ ile kılması câiz olmaz:

1. Gideceği yere ulaşmadan önce namaz vaktinin çıkmasından endişe etmesi. Eğer namaz vaktinin çıkmasından önce araçtan inebilecekse, bu takdirde (namazını araçta kılmayıp) bekler, araçtan indikten sonra namazını kılar.

2. Namaz kılmak için araçtan inme imkânı bulamaması. Eğer araçtan inme imkânı bulabilecekse, bunu yapması gerekir. Bu iki şart bulunduğu takdirde, bu araçlarda farz namazı kılması câizdir, fakat daha sonra ihtiyaten iade edilmesi de mümkündür. Ayrıca vasıta ya binmeden önce abdest alıp hazırlıklı olmak gerekir zira abdest imkanı varken teyemmüm ile namaz caiz olmaz.

Seyahate çıkan kişiler, imsak ve iftarları keza namazları o anda bulundukları yere göre eda etmeleri gerekir. Uçakla seyahat eden oruçlu kişiler de uçuş esnasında varsa uçak yetkilisinin vereceği bilgi ve uygulamaya dayanarak, yoksa uçağın bulunduğu yeri tespit ederek o anda bulunulan yerin vaktine göre imsak ve iftar yapmalıdırlar. Ancak çok hızlı uçaklarla kıtalararası yolculuk yapılması durumunda, imsak ile iftar arasında süre, anormal ölçüde kısa veya uzun olabilmektedir. Dolayısıyla yolculuk yapacak kişi seferi olduğundan bu nedenle orucunu kazaya bırakması daha sağlıklı olabilir. Ancak oruca başlamış ise bir takdir yaparak (mesela oruç tutmaya başladığı yerin akşam vaktinde) iftar edebilir.