Vadesi gelmeyen borcun erken ödenmesi karşılığında indirim caiz midir?
Vadesi gelmeyen borcun erken ödenmesi karşılığında indirim caiz midir?
Fakihlerin çoğu, erken ödemeye karşılık yapılan indirimi, borcu geciktirmeye karşılık yapılan ilaveye benzeterek borcun indirimini faiz saymışlardır. Abdullah b. Ömer’in erken ödeme ıskontosunu faiz saydığı ya da mekruh gördüğü nakledilmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla Medine’de İbn Ömer’in görüşü genel kabul gördüğü için İmam Mâlik Muvatta’da şu ifadeyi kullanmıştır: “Bizlere göre üzerinde ihtilaf bulunmayan mekruh uygulama şudur: Bir kimsenin başkasında belli bir vâdeye bağlanmış alacağından ıskonto yapsa, borçlu da erken ödeme yapsa, bu durum borcun vadesini uzatıp borcun artırılması gibidir. Hiç kuşkusuz bu ribâ’nın ta kendisidir” Ancak İbrahim en-Nehaî’ye vâdeli borcun erken ödenmesi halinde borcun bir kısmının düşürülmesi sorulduğunda “Böyle yapmakta bir beis yoktur. Alacaklı kendisine ait olan malın bir bölümünü borçlusuna bırakmış sayılır” demiştir.
Sonuç olarak; muasır âlimlerden sözü edilen muameleye cevaz vermeyenlerin başında gelen Pakistanlı hukukçu Muhammed Takî el-Usmânî muameleyi haram gören fukahanın gerekçelerini sıraladıktan sonra, fıkhî delillere binaen vadesi gelmemiş borcun, peşin ödenmesi karşılığında bir kısmından vaz geçilmesi şartıyla yapılan muamelenin haram olduğunu savunmuştur. Bu şart ister akit başında, ister ödeme zamanında yapılsın fark etmez.[1] Ali Ahmed es-Sâlûs da bu konuda aynı gerekçelere dayanarak söz konusu muamelenin haram olduğunu ifade etmiştir.
Görüldüğü üzere ister eski dönem fakihlerden, ister çağdaş âlimlerden olsun hiç kimse akdin başlangıcında, erken ödeme karşılığında indirim pazarlığının yapılmasını kabul etmemiştir. Zira söz konusu muamelede tek satış içinde iki satış yapılmaktadır. Bu ise sarih nasla nehyedilmiştir. Zaten cevaz yönündeki görüşün temel kaynağı olan İbn Abbâs’ın hadisinde söz konusu edilen muamele daha önce yapılan bir pazarlığa binaen olmayıp, sonradan pazarlıksız meydana gelmesi şeklinde olmuştur.
Kaynakça:
[1] Takî el-Usmânî, Bühûsün fî kadâya fıkhiyye mu’âsire, 1: 29
URL Kopyala