Üç talaktan sonra evliliklerini devam ettiren eşlerin şeriatta cezası nedir?
Üç talaktan sonra evliliklerini devam ettiren eşlerin şeriatta cezası nedir?
Üç talaktan sonra başka bir kocaya gidip hülle yapmadan kişiler nikahlansa ve hayatlarına devam etseler bu durum anlaşılsa tefrik ve taziri şedid mi olur yoksa recm mi? Bir de bu nikaha sadece nikahı kıyan hoca ve karısı şahitlik yapsa bu bir şey değiştirir mi? (Yani nikahta şahit sadece hoca ve hanımı ise)
Talâk sayısının bir veya iki olması halinde buna küçük ayrılık (el-beynûnetü’s-suğrâ) denir ve taraflar, ister iddet süresi içinde ister iddet bitiminde yeni nikâh akdiyle tekrar bir araya gelebilir. Talâk sayısının üçe ulaşması durumunda meydana gelen ayrılığa büyük ayrılık (el-beynûnetü’l-kübrâ) adı verilir ve kadın başka bir erkekle evlenip boşanmadan eski kocasıyla yeniden nikâhlanamaz. Ancak üç talâktan sonra eski karı kocanın tekrar evlenmesini sağlamak amacıyla kadının başka bir erkekle yaptığı hileli şartlı evlilik ve bu hilenin tarafları Peygamber Efendimiz (s.a.s.) tarafından lânetlenmiştir. Üç talaktan sonra birlikteliklerini devam ettirmeleri durumunda bu beraberlikleri gayri meşru, cima etmeleri de zina hükmünde günah olsa da önceki nikah şüphesi sebebiyle zina haddi (cezası) uygulanmaz. Bu durumda tarafların tövbe etmesi gerekli olmakla ile birlikte tazir cezası uygulanır, tazir cezası hakkında bilgi için tıklayınız: https://fetvalar.hgev.org.tr/soru/tazir-cezasi-hangi-suclarda-uygulanir-bu-cezanin-kapsaminda-hapis-kamci-veya-falaka-var-midir/
Şahitlerdeki yetersizlik nikahın sıhhatini etkilese de ortada velev ki fasit bir nikah akdinin mevcudiyeti taraflar üzerinden had cezasının düşmesi için yeterli şüpheyi oluşturur. Hanefi mezhebinde nikahın sıhhati için en az iki erkek veya bir erkek iki kadın bulunması gerekir, diğer mezheplerde ise en az iki erkek şahit bulunması gerekir, kadınların şahitliği yeterli görülmez. Nikâha şeklî akid karakteri veren husus bu akdin sıhhati için şahitlerin hazır bulunması şartının aranmasıdır. Eşler için bazı hak ve vecîbelerin kaynağı olması ve kadın-erkek arasındaki ilişki için meşruiyet kriteri sayılması sebebiyle evlenme akdinin gizli kalmayıp topluma ilân edilmesi gerekli görülmüştür. Akid esnasında iki şahidin hazır bulunması ilân için yeterlidir. Mâlikî mezhebindeki hâkim görüşe göre şahitlerin hazır bulunması nikâh akdinin sıhhat değil tamam olmasının şartıdır. (İbn Rüşd, II, 19) Ancak akdin şahitlerin huzurunda yapılması, düğün, yemek ikramı vb. yollarla topluma duyurulması müstehap olup şahitlerin hazır olmadığı bir mecliste yapılmışsa akdin şartlarının tamamlanması zifaftan önce bu akdin yapıldığına dair şahit tutulmasına bağlıdır. Öte yandan nikâh akdinin eşlerin haklarının koruma altına alınması için yazılı belgeye bağlanması tavsiye edilmiştir.
URL Kopyala