Taziyeye üç gün içerisinde kaç defa gidilmesi gerekir, bir defa yeterli midir?
Taziyeye üç gün içerisinde kaç defa gidilmesi gerekir, bir defa yeterli midir?
Bazı hadislerde Peygamberimiz’den (s.a.s.) rivayet edilen tâziye örnekleri yer almaktadır. Meselâ oğlu vefat etmek üzere olduğu için büyük acı çeken kızı Zeyneb’i, “Veren de alan da Allah’tır; O’nun katında her şeyin belli bir vakti vardır” şeklinde teselli etmiştir. (Buhârî, “Cenâʾiz”, 33; Müslim, “Cenâʾiz”, 11) Bu ifadelerin sonraki dönemlerde müslümanlar arasında yaygınlaşan tâziye sözlerine örnek teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Çocuğu ölen Muâz b. Cebel’e Rasûl-i Ekrem’in (s.a.s.) yazdığı rivayet edilen bir mektuptaki ifadeler de Kalkaşendî’ye göre en anlamlı tâziye örneğidir. (Ṣubḥu’l-aʿşâ, IX, 82-83) Mektupta; canlarımız, mallarımız ve aile fertlerimizin Allah tarafından bize bağışlanmış tatlı hediyeler, geçici bir süre için yanımıza bıraktığı emanetler olduğu belirtilir ve Allah’ın evlât vererek kulunu sevindirmesi gibi onu geri alması halinde kulunu mükâfatlandıracağı, böyle durumlarda Allah’ın rahmetine, mağfiret ve hidayetine erişmek için sabretmek gerektiği, ağlayıp sızlamanın gideni geri getirmeyeceği ifade edilir. (Hâkim, III, 273)
İslâm âlimleri, bu tür rivayetlere dayanarak tâziyenin hem erkekler hem kadınlar tarafından bir defaya mahsus yapılmasının sünnet veya müstehap olduğunu kaydetmişlerdir. Kadının, kocası dışındaki bir yakınının ölümü halinde üç günden fazla yas tutmasının câiz görülmediğini ifade eden hadisi delil gösterip (Müsned, VI, 37, 249, 286; Buhârî, “Cenâʾiz”, 31; Ebû Dâvûd, “Ṭalâḳ”, 43) tâziye süresinin üç gün olduğu söylenmişse de bazı âlimler tâziyeyi bir süreyle sınırlamayı isabetsiz bulmuşlardır. Ağırlıklı görüşe göre tâziyenin definden sonra ve cenaze yakınlarının evinde yapılması münasiptir, nitekim uygulama da bu yönde gelişmiştir. Camide tâziyede bulunulması mekruh sayılmıştır. Baş sağlığı için birçok kişinin gelebileceği dikkate alınarak tâziye yerinde fazla kalınmaması tavsiye edilir. Ca‘fer b. Ebû Tâlib şehid olduğunda Rasûlullah (s.a.s.) etrafındakilere Ca‘fer’in ailesinin üzüntüleri sebebiyle yemek hazırlayacak durumda bulunmadığını söylemiş ve onlara yemek yapmalarını öğütlemiştir. (Tirmizî, “Cenâʾiz”, 21; İbn Mâce, “Cenâʾiz”, 59) İslâm âlimleri bu rivayetten hareketle cenaze evine yemek götürmenin sünnet olduğunu belirtmiştir. Uygulamada da ölü evinde tâziye süresince yemek pişirilmez; cenaze yakınlarına ve tâziye için gelenlere ikram edilmek üzere komşular cenaze evine yemek getirir.
URL Kopyala