Sükût rıza anlamına gelir mi, nikah esnasında kızın susması rıza sayılır mı?
Sükût rıza anlamına gelir mi, nikah esnasında kızın susması rıza sayılır mı?
Hukukî işlemlerin temel unsurunu teşkil eden irade beyanının normal yolu sözlü açıklama olmakla birlikte başka yollarla da irade beyanında bulunulabilir. Zira bizâtihi sözler amaç olmayıp sözün sahibinin maksadını anlamaya yarayan delillerdir. Dolayısıyla işaret, yazı, ima, aklî delâlet, karîne, yerleşik teamül vb. yollarla maksat açığa çıktığında ona uyulması gerekecektir. Bu da, duruma göre sükûtun da olumlu veya olumsuz biçimde maksada delâlet eden bir vasıta sayılabileceğini göstermektedir. Ancak dalgınlık, dikkatsizlik, hayret, öfke, alaya alma, yok sayma, ciddiye almama, ret, inkâr, kabul, ikrar, rıza gösterme veya nezaket gibi çok farklı tavırların göstergesi olabilecek sükûtta baskın karakter ret ve inkâr olduğundan, kişinin susması ilke düzeyinde değil sadece belirli hallerde irade açıklaması diye kabul edilmiştir. Bu konudaki ilke Mecelle’de, “Sâkite (susana) bir söz isnat olunmaz” şeklinde ifade edildikten sonra, “Lâkin ma‘rız-ı hâcette (ihtiyaç halinde) sükût beyandır” (md. 67) denilerek beyanda bulunmanın gerekli görüldüğü veya beklendiği durumlarda sükûtun beyan yerine geçeceği belirtilmiştir.
Fıkıh eserlerinde bu bağlamda evlilik için görüşü sorulan kızın susması meselesi üzerinde özellikle durulmuştur. Zira bir hadiste bu durumda kızın sükûtunun rıza olarak kabul edileceği, dul kadının ise açık irade beyanı bulunmadan evlendirilemeyeceği belirtilmiştir. (Buhârî, “Nikâḥ”, 41; Müslim, “Nikâḥ”, 66) Bu hadisi ve dayandığı düşünceyi, yani evlilik teklifi almış kızın psikolojik durumunu ve konuya ilişkin teamülü dikkate alan fakihler, babası tarafından evliliğe razı olup olmadığı sorulan kızın -baskı altında olmaksızın- susmasının kabul, yine babası tarafından evlendirildiği haber verildiğinde sükût etmesinin onay sayılacağı hususunda ittifak etmiş ancak bazı âlimler susmasının evliliğe izin anlamına geleceğini kızın bilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. (İbnü’l-Münzir, I, 24) Zira kızın susmasının rıza anlamında kabul edilmesi, razı olduğu halde haya edip açıkça bunu söyleyememesne dayandırılmıştır. Ayrıca evlendirilen kızın tebessüm veya sükut etmesinin rıza anlamına gelmesi velisinin onu evlendirmesi durumu ile ilgili bir husustur. Dolayısıyla nikah aktinde bizzat bulunan kızın kendisine evlilik teklifi sorulduğunda sükut etmesi ile rıza meydana gelmesi ve akit gerçekleşmesi söz konusu değildir. Zira nikah akdinin gerçekleşmesi için; nikah aktinde her iki tarafın veya vekillerinin açıkça nikah akdini kabul ettiklerine dair beyanları gerekli ve zorunludur.
URL Kopyala