Stokta olmayan ürünü satıp, piyasadan tedarik ederek teslim etmek caiz mi?
Stokta olmayan ürünü satıp, piyasadan tedarik ederek teslim etmek caiz mi?
Muhasebe işi yapmaktayım hocam ürünler sipariş veriliyor biz de kargo yoluyla müşterilere gönderiyoruz ürünler bazen elimizde olmuyor ama biz parasını peşin almış oluyoruz veya veresiye yazdırıyorlar parasını daha sonra ödüyorlar ya da ürünlerinin bazı kalemleri elimizde bulunmuyor olanlar gönderiliyor ya da sipariş geçen ürün elimizde bulunmuyor yan dükkanlardan tedarik ederek veriyoruz ya da Türkiye bölgelerinde anlaşmış olduğumuz yerlere yönlendirerek oralardan tedarik ettiriyoruz bu ürünleri siparişler o bölgeden geldiği için böyle bir durum caiz midir?
URL Kopyala
Şüphesiz hükmünü sorduğunuz işlem, iki yönden şeriata aykırıdır. Birincisi: Sahip olmadığınız bir şeyi satmanız. İkincisi: Alıcıya garanti verip teslim etmek imkanına sahip olmadığınız bir şeyi satarak aldatma içeren bir muamelede bulunmanız. Bu tür işlemler şahıslar arasında anlaşmazlık ve tartışmalara da yol açar. Bu bağlamda malı sattığınız fiyat üzerinden daha yüksek bir fiyata satın almak durumunda kalabilirsiniz. Veya siparişi aldığınız ürün mevcut olmayabilir hatta ortada satıcı da olmayabilir. Bu nedenle, insan kendi mülkiyetinde olmayan belirli bir ürünü satması caiz değildir. Hatta başkasının yanında olup nitelikleri belirlenmiş ürünü de satmanız caiz değildir.
Nitekim Hakîm b. Hizâm’dan (r.a.) rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah’a (s.a.s.) geldim ve: “Bana bazen müşteri gelir, elimde olmayan bir malı benden ister bende başkalarından satın alır satarım bu alışveriş doğru mudur? Diye sordum. Buyurdular ki: “Alışveriş anında elinde bulunmayan malı satma.” (Tirmizi 1232, Ebu Davud 3503, Nesai 4613, İbn Mace 2187) Abdullah b. Amr’dan (r.a.) rivayetle Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selam) şöyle buyurmuştur: “Aynı anda borç ve satış, bir satışta (bir anlaşmada) iki şart, mülk edinmediğin mal üzerinde kar elde etmek ve senin yanında olmayan malı satmak helal olmaz” (Tirmizi 1234, Ebu Davud 3504, Nesai 4611)
Her iki hadiste de kişinin elinde olmayanı ve mülkiyetini eline geçirmediği bir şeyi satması yasaklanmıştır. Rasulullah’dan (sallallahu aleyhi ve sellem) bize gelen ifade böyle olmakla birlikte bu tür alışverişte bir tür aldanma/aldatma mevcuttur. Çünkü satıcı, elinde olmayan belirli bir ürünü sattıktan sonra, bu ürünü temin etmek için satın almaya gittiğinde aynı özellikte bulup bulamayacağı veya teslim edecek veya edemeyeceği kesin değildir. Bu nedenle bu türden yapılan bir ticaretin kumara benzeyen bir yönü olduğundan yasaklanmıştır. (Zadu’l-Mead Fi Hayri’ı-İbad, 5/808)
Sizin bahsettiğiniz dükkanlardan ürün satın almanız caiz olsa da, satın aldığınız ürün olduğu yerde kaldığı ve bu ürünü teslim alıp ele geçirmediğiniz müddetçe tekrar satmanız caiz değildir. Yani, satın aldığınız ürün elinize geçmesi mümkün olan menkul (taşınan) bir ürün ise bu ürünü özel deponuza taşımanız gerekir. Bu durum alışverişinizin caiz olup olmadığını gösteren başka bir husustur.
Nitekim İbn Ömer’in (r.a.) şöyle dediği rivayet edilmiştir: Çarşıda zeytinyağı satın aldım. Ürünü elime geçirince (akti kesinleştirince) bir adam geldi ve çok iyi kâr verdi, (iyi bir kârla satın almak istedi). Ben de adamın eline vurmak (yağı satmak) istedim. Ama ardımdan birisi gömleğimi tuttu, döndüm baktım ki Zeyd b. Sabit! Bana şöyle dedi: Ürünü evine götürmedikçe satın aldığın yerde satma. Bir hadisinde Rasûlullah (s.a.s.) şöyle demiştir: Tüccarlar evlerine götürmedikçe malların satın alındıkları yerde satılmalarını nehyetmiştir. (Ebu Davud 3499)
Hadislerden anlaşıldığı gibi hakikati arayan bir kimse bilmeli ki bir Müslüman mülkiyetinde olmayan bir şeyi satması ve daha sonra satın alıp teslim etmesi caiz değildir. Bilakis vacip olan satın aldığı ürünün mülkiyetini eline geçirdikten sonra satışını yapmasıdır. Buna binaen ürün satıcının yanında olmadığı halde başkasına satması caiz değildir. Çünkü bu uygulama Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi vesellem) hükmüne aykırı olmakla beraber bu tür işlemler suistimale açık ve birçok olumsuzluklara ve sonucu hoş olmayan durumlara neden olmaktadır.
Bu işlemi, şeriata uygun olacak şekilde düzeltmek ise şu iki yoldan biriyle mümkün olabilir:
1- Belirsizliğe ve tartışmaya yol açmayacak şekilde ürünü satın almak isteyen tarafa ürünün mevcut olmayıp tedarik edileceğini açıkça belirtmeniz ve bildirmeniz gerekir. Müşteri de belirlenen fiyata alacağına söz verir ve ön anlaşma sağlanır. Ancak bu durumda siz satmakla yükümlü olmadığınız gibi müşteri de almakla yükümlü olmaz. Her iki taraf da alışverişi tamamlama veya iptal etme seçeneğine sahiptir. Zira henüz bu bir akit değil, vaatleşme aşamasıdır. Daha sonra ürüne şer’i olarak sahip olunca durumu bildirip müşteri ile satışı gerçekleştirmek için akit yaparsınız. Bu saatten sonra akit her iki tarafı bağlar ve bilinen alışveriş hükmüne tabi olur. Buna vaatli alışveriş denir.
2- Ürünü almak isteyene yine ürünün mevcut olmadığını ve bu nedenle satıcı sıfatıyla değil komisyoncu sıfatıyla piyasadan tedarik edebileceğinizi ve bunun için belirli bir ücret talep ettiğinizi veya ürün fiyatının üzerine belirli bir yüzdeliğin komisyon olarak alınacağını söylersiniz. Örneğin ürünleri müşterilere sunarken her işlemden sabit 10 dolar alacağınızı veya ürün fiyatının üzerine %2’lik bir fark gibi belirli bir yüzdelik alacağınız söylersiniz. Böylece aldığınız sabit ücret veya yüzdelik emeğinizin karşılığı olur. Bu şekilde müşterilere komisyoncu da olabilirsiniz.