Sadaka kutusuna atılan para henüz yerine ulaşmadan sadaka sevabı alınır mı?
Sadaka kutusuna atılan para henüz yerine ulaşmadan sadaka sevabı alınır mı?
Faziletli Kadir gecesine denk gelmesi ümüdiyle her gece sadaka kutusuna para atıyorum. Sadaka vermiş olmak için bu yaptığım yeterli mi yoksa bizzat o gece sadakayı yerine ulaştırmak mı gerekiyor?
Ebü’l-Abbâs Abdullah İbni Abbâs İbni Abdülmuttalib’den ”radıyallahu anhümâ” nakledildiğine göre, Rasûlullah ”sallallahu aleyhi ve sellem” Allah Teâlâ’dan rivayet ettiği bir hadiste şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunların iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı; kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb-ı Hak bunu yapılmış mükemmel bir iyilik olarak kaydeder. Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-ı Hak o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta kat kat fazlasıyla yazar. Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb-ı Hak bunu mükemmel bir iyilik olarak kaydeder… (Buhârî, Rikâk 31; Müslim, Îmân 207, 259. Ayrıca bk. Buhârî, Tevhîd 35; Tirmizî, Tefsîru sûre (6),10)
Bir insan iyilik yapmaya niyet eder, sonra da herhangi bir engel sebebiyle bu iyiliği yapamasa dahi, Allah Teâlâ o kimseyi iyi niyeti sebebiyle ödüllendirmek ister ve yapmayı düşündüğü iyiliği yapmış sayarak ona bir sevap yazdırır. Buna göre iyi bir şeyi düşünmek bile iyilik sayılmaktadır. Bir düşüncenin ve hareketin iyilik olarak değerlendirilmesi için de, onu yapmaya niyet etmek şarttır. Şayet insan düşünüp yapmaya niyet ettiği o güzel hareketi yapacak olursa da mükâfâtı on mislinden başlar. En az bire on kazanır. Bu mükâfât 700 misline kadar çıkar. Eğer yapılan iyilik Allah Teâlâ’nın çok değer verdiği davranışlardan biriyse, kul da o işi ihlâs ve samimiyetle yapmışsa, mükâfâtı 700 misliyle de kalmaz; hesabını sadece Cenâb-ı Hakk’ın bileceği daha yüksek ölçeklerle değerlendirilir. Kur’ân-ı Kerîm’deki:
“Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilmez” [Secde sûresi (32), 17] âyeti bu sayısız mükâfâta işaret etmektedir. Bir hadîs-i kudsîde bu hadsiz hesapsız mükâfât şöyle açıklanmıştır: “İyi kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir kimsenin de hatırından geçiremediği nimetler hazırladım” (Buhârî, Tevhîd 35)
URL Kopyala