Öncelikle, bu konuda şeytan insana vesvese verir. İnsan yellenmediği halde kendisini yellenmiş zanneder. Şayet böyle ise bu vesveseye itibar etmeyip namazı kılmak gerekir, abdest bozulmamış demektir. Ayrıca gerçekten ciddi bir sağlık sorunu varsa bunun tespiti için dindar ve uzman bir doktora gitmelidir. Doktor, şayet sağlık sorununu görür ve gaz kaçağı olup engellenemediğini tespit ederse, bu durumda özürlü hükümlerine göre abdest alıp namaz kılınır. Şayet durum zikredildiği gibi olup sürekli gaz çıkışı oluyor ise, bu durumda namaz vakti girdiği zaman her namaz için abdest almak gerekir. Abdest aldıktan sonra çıkacak olan gazın bir zararı olmaz. Ancak vakit içerisinde gaz kaçağı olmadan abdest alıp namaz kılacak kadar  bir imkan bulunuyor ise kişi bu durumda özürlü olmaz, kaçak olmayan bu süre içinde namazı kılmak gerekir.

Fakat imamlık yapacak olan kişinin özürlü statüsünde olmaması gerekir. Zira özürlü kişinin özürsüz cemaate imamlık yapması sahih değildir. İmamlık vazifesinde bulunan özürlü kişinin yetkili birimine başvurması halinde yetkili birim uygun bir görevlendirme yapacaktır. Abdest bakımından özür sahibi olan kişi, kendisi gibi özür sahibi olanlara imam olarak namaz kıldırabilir. Fakat bu kişi özür sahibi olmayanlara imam olamaz. Çünkü imamın durumu cemaatin durumundan aşağı olmamalıdır. (Merğinânî, el-Hidâye, 1/58; İbn Kudâme, el-Muğnî, 3/163 vd.) Şâfiîlere göre ise özür sahibi olan kimse, özür sahibi olmayanlara imamlık yapabilir (Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, 1/483)