Mezheplere göre gizli nikahın hükmü nedir?
Mezheplere göre gizli nikahın hükmü nedir?
Nikaha sadece aileler, akrabalar, ve yakın komşular gelse başka kimseye duyrulmasa bu nikah gizli nikah sayılır mı, günah olur mu? Yani esgari kaç kişi olmalı gizli nikah sayılmaması için?
Dışarıda açıklanmamak üzere gizlice yapılan nikâh akdi caiz değildir. Ancak nikâh akdi şahitlerin önünde yapılıp da, sonradan şahitlere bunu gizlemeleri ve dışarıda açıklamamaları tavsiye edilse, bu evlilik gizli yapılmış sayılır mı?
İmam Ebû Hanîfe ve İmam Şâfi’ye göre böyle bir evlilik gizli yapılmış sayılmaz. Çünkü şahitlere sonradan yapılacak gizli tutma tavsiyeleri nikâh akdine zarar vermez. (Serahsî, V, 31; İbn Rüşd, II, 15) Hanbelîlere göre de gizli tutma tavsiyesi nikâhı geçersiz kılmaz. Evliliği veli, şahitler ve eşler gizlese de bu geçerli olur, fakat böyle bir gizleme mekruhtur. (Gâyetü’l-Muntehî, 1. baskı, Dimaşk, III, 27) İmam Mâlik ise evliliğin topluma ilânını bir şart olarak kabul ettiği için, gizli yapılan veya şahitlerden gizlemeleri istenen bir nikâhı geçerli saymaz. İmam Malik gizli nikâhı şöyle tarif eder: Kocanın şahitlerden nikâh akdini, daha önce evli ise önceki karısından veya ev halkı bile olsa diğer insanlardan gizlemelerini istediği nikâhtır.
Soruda bahsedilen gizli nikâhın mahiyeti ihtilaflı bir meseledir. Nikahta i’lanı şart koşan İmam Malik’e göre halktan gizli olarak yapılan, insanlara duyurulmayan bir nikâh geçerli değildir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s.) “Nikâhı ilan ediniz” buyurmuştur. (Tirmizi, es-Sünen, No: 1089) Başka rivayette “Zinakâr kadınlar, hiçbir beyyine/delil olmaksızın kendilerini evlendirenlerdir” buyurmaktadır. (Tirmizi, es-Sünen, No:1103) Bu rivayetler ve buna benzer olanlar insanlara duyurulmadan yapılan bir nikahın geçerli olmayacağını göstermektedir.
Hanefiler ise Gizli nikâh’ı şahidsiz veya yeterli sayıda şahit olmaksızın yapılan nikâh olarak tanımlarlar. Nitekim Hz. Ömer’e (r.a.) bir kadın ve bir erkeğin şahitlik yaptığı bir nikâh dava olarak getirildiğinde “İşte bu gizli nikâhtır ve buna cevaz vermeyiz. Bunu sen daha önceden bir kez daha yapmış olsaydın recmedilirdin” buyurmuştur. (Zafer Ahmed et-Tânevî, İ’lau’s-Sünen, XI/ 21) İmam Malik yine Hz. Ömer’den (r.a.) nikâh ve ayrılık hususunda bir erkek iki kadına itimad ettiğine dair nakil yapmaktadır. (İmam Malik, Muvatta, Nikâh, Babu Nikahi’s-Sir 9, No:535)
El-Kerhî, gizli nikâhı şahitsiz olarak yapılan nikâh olarak tarif eder ve şahitlerin bulunması durumunda bu nikâhın i’lan edilmiş bir nikâh sayılacağını söyler. (İbn Hümam, Fethu’l-Kadir, III/192 Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut-Lübnan 2003) İmam es-Serahsi’nin de ifade ettiği üzere burada itibara alınması gereken şey Nikâhın izharıdır. Ve bu izharda da muteber olan şey, Şeriatin izhar makamına kaim kıldığı iki erkek şahit ya da bir erkek iki kadın şahidin bulunmasıdır. Yeterli miktarda şahitlerin bulunması durumunda gizlilik ortadan kalkacaktır. (Es-Serahsi, el-Mebsut, V/31 Daru’l-Ma’rife, Beyrut-Lübnan) Gizlilik mefhumunun bu şekilde anlaşılması gerektiğine İmam Muhammed de dikkat çekmektedir. (Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî,. Muvatta rivayeti, s. 167 Kahire 1994)
İmam Muhammed Medine ehline red mahiyetinde yazdığı “Kitabu’l-Hücce” sinde gizliliğin şahidlerin olmaması veya mevcud olup da yeterli olmaması şeklinde olması gerektiğini savunur ve “Şayet bir adam Mescid-i Haram’ın ortasında nikâh kıysa ancak kölelerden ve kadınlardan başka şahid bulamasa bu nikâh her ne kadar insanlara açıklanmış ise de geçerli değildir” diyerek ilzâmî bir misal verir. İmam Muhammed’e göre Hz. Ömer de (r.a.) mezkûr nikâhı şahitler yeterli olmadığından reddetmiştir. (Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî, Kitabu’l-Hücce alâ ehli’l-Medine ,III/227-228 Alemu’l-Kütüb, 1983) Nitekim Muvatta’dan nakledilen diğer rivayet de bunu göstermektedir.
URL Kopyala