Namazda kavme (rukudan kalkıp doğrulma) ve celse (iki secde arası oturma) hükmü nedir?
Namazda kavme (rukudan kalkıp doğrulma) ve celse (iki secde arası oturma) hükmü nedir?
Namazda kavme ve celsenin hükmü nedir? Kasten yada unutarak terk edilmesi durumunda hüküm nedir? Kavme ve celsede ne kadar beklenir ve nereye bakılmalıdır?
URL Kopyala
Namaz kılan kişinin namazını ta’dili erkâna riâyet ederek kılması büyük önem arz etmektedir. Ta’dil-i erkân özellikle rükûda, kavmede (rükûdan kalktıktan sonraki duruşta), secdede ve celsede (iki secde arasındaki oturuşta) söz konusu olur. Sonuç itibarıyla, tadili erkân açısından; rükûda, rükûdan doğrulmada, secde ve iki secde aralarında en az bir defa “Sübhânellah” diyecek kadar durmak gerekir. (Zeylai, Tebyinü’l-Hakaik, 1/106)
Kavme; namazda rükûdan kalkarken, secdeye gitmeden önce iyice doğrulmak ve en az “Sübhânellah” diyecek kadar ayakta durmak; celse ise namazda iki secde arasında oturup en az “Sübhânellah” diyecek kadar beklemektir. Celse ve kavme Hanefîlerde bir görüşe göre sünnet, tercih edilen diğer görüşe göre ise vaciptir. Yanılarak terk edilmesi halinde sehiv secdesi gerekir. Bilerek terk edilmesi ise tahrimen mekruhtur ve bu halde kılınan namaz zimmetten düşse de namazda oluşan nokasanlığın telafisi için iade edilmesi gerekir. Zira son dönem Hanefî fakihlerden İbnü’l-Hümâm’ın tercih ettiği, İbn Âbidîn’in de delillere daha uygun bulduğu görüş kavme ve celse’nin vacip olmasıdır.
Nitekim İmam Şâfiî, İmam Mâlik ve İmam Ahmed b. Hanbel’e göre ise celse ve kavme farzdır, bunun terk edilmesi ile namaz bozulur. (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/465; İbn Kudâme, el-Muğnî, 2/22; Nevevî, Ravda, 1/223) Çünkü Peygamber Efendimizden (s.a.s.) nakledilen hadislerde onun iki secde arasında böyle yaptığı (Müslim, “Salât”, 240), aksine davranan bir sahâbîye de namazını iade ederek secdeler arasında bu şekilde oturmasını emrettiği (Ebû Dâvûd, “Salât”, 148) bildirilmektedir.