Namazda kasıtlı vacibin terki veya tahrimen mekruh işlenmesi ile iade vacip mi?
Namazda kasıtlı vacibin terki veya tahrimen mekruh işlenmesi ile iade vacip mi?
Kasten bir vacibin terki ile yahut keraheti tahrimiyye ile kılınan namazın iadesi (veya kazası) vacip mi yoksa mendup mudur?
İbadetin ifasında fesat dışında kalan orta derecede bir eksikliğin bulunması, meselâ namazda bir vâcibin terki veya tahrîmen mekruhun işlenmesi halinde bu namazın vakti içinde iadesi vâcip, vakti çıktıktan sonra ise namazın şart ve rükünlerinin tam olması sebebiyle iade sadece menduptur. İade gerekmesi için terk edilen bu vacibin kuvvetli bir vacip olup olmaması arasında bir fark gözetilmemiştir. (Raddu’l-muhtâr, 1/456)
Şart ve rükünleri yerine getirilerek usulüne uygun kılınan namazlar geçerlidir. Rükün ve şartların eksikliği dışında ayrıca kaçınılması, yapılmaması gereken bazı namazı bozan durum ve davranışlar vardır ki, bunlara “müfsidat-ı salat” (namazı bozan şeyler) denir. Bir namazın geçerli olmaması için; rükün ve şartlarının yerine getirilmemesi veya namazı bozan durumlardan birinin meydana gelmesi gerekir. Namazın vaciplerinden birini, mesela Fatiha suresini okumayı kasten, yani bilerek ve isteyerek terk etmek tahrîmen mekruhtur.
Bir vacibin kasten terkedilmesi sebebiyle tahrimen mekruh olan bu namaz, esas itibariyle sahih, yani geçerli olup kişiden namaz borcunu düşürür ise de, namazda oluşan eksikliğin giderilmesi için iade edilmesi yani yeniden kılınması vaciptir. Kemal İbnu’l-Hümam, Fethu’l Kadîr isimli eserinde namazın iadesi konusunda; kerahetin tahrimî olması durumunda iadenin vacip, tenzihi olması durumunda ise mendup olduğu tafsilinin yapılması doğrudur demiştir.
URL Kopyala