Mesbuk olan kişiye iktida (uymak) hakkında mezhepler ihtilaf etmiştir. Çoğuna göre mesbuk olan kişiye iktida sahih değildir, iktida edildiği takdirde namazın iadesi gerekir. Bu hususta delil şudur ki; mesbuk cemaat hükmündedir, cemaate uymak ise sahih değildir. Hanefi kaynaklarında mesele şöyle gelmiştir; mesbuk kaçırdığı rekatları kaza esnasında münferit hükmündedir ancak dört mesele hariçtir ki bunlardan biri de kendisine uymanın caiz olmamasıdır. Halbuki münferit hükmünde olsaydı kendisine uymak sahih olurdu. Sahih olmamasının nedeni ise cemaat olarak tekbir alıp namaza girmiştir ve cemaat olarak da tamamlar. (Bahrur’Râik, 1/400) Ancak Molla Hüsrev Durer ve Ğurer isimli eserinde bu hükümden bir meseleyi istisna etmiştir ki o da imamın abdestinin bozulması durumunda arkasındaki mesbuk olan cemaati yerine imamlığa geçirebileceği hususudur. (Durerul’Hukkam, 1/96) Şafiler ve bazı Hanbeliler mesbuka iktidanın caiz olacağı yönünde görüş beyan etmişlerdir. Zira kaçırdığı rekatları kaza etmek hususunda münferet hükmündedir. Bunun delili de kaçırdığı rekatları kaza ederken yanılsa sehiv secdesi yapması gerekir. Halbuki cemaatin yanılması durumunda cemaat sehiv secdesi yapmaz. Bu da kaçırdığı rekatları kaza etme esnasında cemaat hükmünde olmadığının delilidir.