Kuşluk namazı kaç rekattır ve nasıl kılınır?
Kuşluk namazı kaç rekattır ve nasıl kılınır?
Kuşluk namazı cemaatle ve son iki rekatı oturarak kılınır mı?
URL Kopyala
Kur’ân-ı Kerim’de duhâ namazı diye bir namazdan bahsedilmemektedir. Bu namaz bazı hadislerde konu edilmektedir. Taberânî Mu’cemü’l-Kebir adlı eserinde Ebu’d-Derdâ yoluyla Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini naklediyor: “Kim iki rekât duhâ namazı kılarsa o kimse gafil kimselerden olmaz. Kim duhâ namazını dört rekât kılarsa Allah’a ibadet eden kimselerden olur. Kim bu namazı altı rekât kılarsa o gün ona duhâ namazı olarak kâfi gelir. Kim yine bu namazı sekiz rekât kılarsa, Allah o kimseyi kendisine itaat eden kimselerden kabul eder. Ve kim ki bu duhâ namazını oniki rekât kılarsa Allah ona Cennet’te bir köşk yapar. ” (et-Tahtavî, 321)
Ayrıca yine duhâ namazı konusunda Ummu Hâni’den; “Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke’nin fethi gününde sekiz rekât namaz kıldı. Bu namaz duha namazıydı” hadisiyle yine Ebu Hüreyre’den; “Dostum Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana üç şeyi tavsiye etti; onları ölünceye kadar bırakmam: Her aydan üç gün oruç tutmak, duhâ (kuşluk) namazı kılmak, vitir namazı kılıp da uyumak” (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IV, 151). Ve Hz. Âişe’den (r.a.) “Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) duhâ namazını dört rekât kılar ve dilediği kadar da artırırdı.” şeklinde hadisler de varid olmuştur.
Kuşluk (duhâ) namazı; güneşin doğuşundan yaklaşık 40-50 dakika geçmesinden itibaren öğlen kerahat vakti öncesine kadar kılınabilen nâfile bir namazdır. Bu namazı dört rekât ve daha fazla kılmak menduptur. Bu namaz oniki rekâta kadar kılınabilir. Ayrıca en azı iki rekat, en fazlası on iki rekât, ortası ve en faziletli olanı sekiz rekâttır, diyen âlimler de vardır. Büyük muhaddis Hâkim bu konuda şöyle demiştir: “Ben hadis hafızı olan, kuvvetli ilim sahibi hadis imamlarıyla arkadaşlık ettim. Onların, bu konudaki haberlerinin sıhhatli olması sebebiyle duhâ namazını dört rekât kıldıklarını gördüm. Ben de aynı görüşteyim.” (Tahtavî, 321)
Sünnet ve müstahab namazlar, bir özür bulunmaksızın oturularak da kılınabilir. Fakat fazilet ayakta kılınmalarındadır. Bunda alimlerin ittifakı vardır. İmam Azam’a göre, yalnız sabah namazının sünneti bundan müstesnadır; özürsüz oturularak kılınmaz. Teravih namazını da özürsüz oturarak kılmak caiz ise de, keraheti vardır. Bir kimsenin ayakta olarak başladığı nafile bir namazı, yorulacak olsa, bir yere dayanarak veya oturarak kılması caizdir. Böyle bir özür bulunmadıkça, bir yere dayanılmasında veya oturulmasında kerahet vardır. Dolayısıyla dört rekat olarak kılınan kuşluk vb. nafile namaza ayakta başlayan kişinin son iki rekatını mazeretsiz oturarak kılması yanlış bir uygulama olduğu gibi, Hanefi mezhebinde nafile namazların cemaatle kılınması da mekruhtur.