Menü

Kişi, eşinin haberi olmadan kendi malında tasarruf edebilir mi?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
197 görüntülemeErkek - Kadın İlişkileri
0 Yorum

Kişi, eşinin haberi olmadan kendi malında tasarruf edebilir mi?

Kadın, kocasının fitre miktarını yüksek meblağ vermesine kızma hakkı var mı? Kocası karısına danışmalı mıdır?

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 21/04/2025

URL Kopyala
0

İslam hukukunda eşlerin mali tasarrufları konusunda temel ilke, mal ayrılığıdır. Bu ilkeye göre, evlilik birliği içinde eşlerin her birinin sahip olduğu mallar ve kazançlar kendilerine aittir. Eşlerden birinin diğerinin malı üzerinde herhangi bir otomatik hakkı bulunmamaktadır. Bu durumun bazı önemli sonuçları şunlardır:
* Her eş kendi mal varlığını serbestçe yönetebilir, tasarruf edebilir, alabilir, satabilir, bağışlayabilir veya dilediği gibi kullanabilir. Diğer eşin bu tasarruflara karışma veya izin verme zorunluluğu yoktur.
* Kadının evlilik öncesinde sahip olduğu mallar ve evlilik süresince kendi çalışmasıyla veya miras, bağış gibi yollarla elde ettiği mallar tamamen kendisine aittir. Kocası bu mallar üzerinde hak iddia edemez. Aynı şekilde, kocanın malları da kendisine aittir ve karısının üzerinde bir hakkı bulunmaz.
* Eşlerden birinin borçlarından dolayı diğerinin mal varlığı sorumlu tutulamaz. Herkes kendi borçlarından kendi malıyla sorumludur.
* Evlilik birliğinin sona ermesi durumunda (boşanma veya ölüm), her eş kendi mal varlığını alır. Evlilik süresince edinilen ortak bir mal varlığı söz konusu değilse, paylaşım yapılmaz. Ancak eşler aralarında ortaklık kurmuşlarsa, bu ortaklığın şartlarına göre paylaşım yapılır.
Ancak İslam hukukunda bu temel ilkede bazı istisnalar ve eşlerin birbirlerine karşı bazı mali sorumlulukları bulunmaktadır:
* Nafaka (Geçimlik): Kocanın, evlilik süresince ve boşanma durumunda (iddet süresince) eşinin temel ihtiyaçlarını (yiyecek, giyecek, barınma) karşılama yükümlülüğü vardır. Bu sorumluluk, kadının kendi malı olsa dahi geçerlidir.
* Mehir: Evlilik akdi sırasında erkeğin kadına vermekle yükümlü olduğu veya vermeyi taahhüt ettiği bir bedeldir. Mehir, kadının hakkıdır ve üzerinde tasarruf yetkisi yalnızca kendisine aittir.
* İyi Geçinme (Ma’ruf): Kur’an’da eşlerin birbirleriyle iyi geçinmeleri emredilmiştir. Bu, yalnızca maddi değil, manevi ve sosyal ilişkileri de kapsar. Ancak bazı alimler, bu ilkenin eşlerin birbirlerinin mali durumlarını gözetmelerini ve zor durumda destek olmalarını ahlaki bir gereklilik olarak yorumlamışlardır. Bu, hukuki bir zorunluluktan ziyade, dini ve ahlaki bir tavsiyedir.
Özetle: İslam hukukunda temel prensip eşlerin mali bağımsızlığıdır. Her eş kendi mal varlığı üzerinde mutlak tasarruf yetkisine sahiptir. Ancak kocanın eşine karşı nafaka (yiyecek, giyecek, barınma) yükümlülüğü bulunmaktadır ve evlilik akdinin bir gereği olarak kadının mehir hakkı vardır. Eşlerin birbirlerinin mali tasarruflarına doğrudan müdahale etme hakları olmamakla birlikte, iyi geçinme ilkesi çerçevesinde ahlaki sorumlulukları bulunmaktadır.

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 21/04/2025
0
Cevap yaz..