İslam’dan uzak isyankar çevremizle sosyal ilişkilerimiz nasıl olmalıdır?
İslam’dan uzak isyankar çevremizle sosyal ilişkilerimiz nasıl olmalıdır?
Tövbe etmiş veya etmemiş yahut bu bize meçhul olan günahkar olan (içkici, büyücü vb. gibi) aile ve akraba mensuplarına komşu ve arkadaşlara nasıl davranmak muamele etmek gerekir? Soğuk kızgın olmak, selamlaşmamak vb. caiz mi?
Sadık ve salihlerle beraber olmak önemli bir prensiptir. Zira insan içinde bulunduğu ortamdan, dostluk yaptığı kişilerin manevi hallerinden çabucak etkilenir. Bu sebeple mürşidler bir yandan saliklerin İslami hayatı özümsemiş örnek insanlarla beraberliğini sağlamaya çalışmış, diğer yandan da onları Allah’ın gazabına uğramış kişi ve topluluklardan korumaya gayret etmişlerdir. Manevi kemâlât için salihlerle beraber olmak ne kadar faydalı ise İslam dışı yabancı kültürlerin temsilcilerine meyletmek veya fısk/fücur ehli olan günahkar kimselerle birlikte olmak da o kadar zararlıdır. Bir kısım müslümanlar gayr-i islâmî bir hayat tarzını yaşamak ve batılıların değerlerini benimsemekle neredeyse övünür olmuşlardır. Bu fitnenin en başta gelen sebebi ise Müslümanların sadık ve salihleri bırakıp, kendi kültürlerine yabancı kimseleri dost edinmeleri, onların vasıtası ile de küfrün sembollerine sevgi duymaları, hatta onları putlaştırmalarıdır.
Yüce Allah şöyle buyurdu: ”O size kitapta şunu indirmiştir; Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini yahut onların alaya alındığını işittiğiniz zaman, onlar başka bir söze geçmedikçe kendileriyle beraber oturmayın; aksi takdirde şüphesiz siz de onlar gibi olursunuz. Allah elbette münafıkların ve kâfirlerin tamamını cehennemde bir araya getirecektir.” (Nisa, 140) Bu ayette; inkarcı ve isyan ehli günahkar kimselerle ve isyan ve günah işlenen ortamlarda bulunmak şiddetle yasaklanmıştır. Bu nedenle inancımıza ve amelimize zarar verecek bu kimseler ve bu ortamlardan uzak durmak Müslüman birey olarak vazifemizdir. Günahkar müminlere günah işlemedikleri ortamlarda selam vermek caiz olmakla birlikte günah işleme anında selam vermek caiz değildir. Bu durumda tavrımızı belli etmemiz ve inancımızın gereği olarak tepkide bulunduğumuzu ima etmemiz gerekir. Tüm bunlarla birlikte ilim ehli ve tebliğ salahiyetine sahip olan kimselerin bu kimseleri günahından döndürmek ve onlara doğru yolu göstermek amaçlı onlarla birlikte bulunması caiz olduğu gibi aynı zamanda İslami bir vazifedir.
URL Kopyala
