Menü

İslam’da ticaret ahlakı ve ticarette caiz olmayan yasak şeyler nelerdir?

203 görüntülemeTicaret

İslam’da ticaret ahlakı ve ticarette caiz olmayan yasak şeyler nelerdir?

İslâm âlimleri arasında ticaret ahlâkını en yetkin biçimde işleyenlerin başında Gazzâlî gelir. Kırk bölümden oluşan İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn’in on üçüncü bölümünü “Kazanma ve Maişet Sağlama Âdâbı” başlığıyla iş ve ticaret hayatına ayıran Gazzâlî bey‘, ribâ, selem, icâre, kırâz ve şerike tarzındaki ticarî işlemlere dair fıkhî hükümleri özetlemektedir. Ardından meşrû ticarî tutumları üç derecede değerlendirmekte, en alt derecesini adalete riayet, ikincisini ihsan, en yüksek derecesini tâcirin dinini esirgemesi (ticarî faaliyetlerinde dinî vecîbelere bağlılık göstermesi) şeklinde kaydetmektedir.

Gazzâlî, ticarî işlemlerde adalete riayet edip haksızlıktan sakınmanın yollarını incelerken ticarette haksız uygulama türlerini zararı topluma ve bireye yönelik olmak üzere ikiye ayırmış, birincisinde ihtikâr (stokçuluk, karaborsa) ve kalp para konularını ele almış, ikincisinde zararı satıcı veya alıcıyla sınırlı kalan ticarî davranışları sıralamıştır. Buna göre ticaretin taraflarından birini zarara sokan tutum zulümdür. Gazzâlî bu husustaki en genel ölçünün, “Kendin için istemediğin bir şeyi kardeşin için de istememelisin” şeklindeki meşhur prensip olduğunu belirtir.

Bu prensip dört ahlâkî göreve riayeti gerektirir:

1. Satışı yapılan malı onda bulunmayan niteliklerle övmekten sakınmak. Zira bu bir yalan ve aldatma olup haramdır. Ancak mal sahibinin malını gerçek nitelikleriyle tanıtmasında sakınca yoktur. Ayrıca Gazzâlî satıcının her durumda yemin etmekten, Allah’ın adını basit dünya menfaatine alet yapmaktan sakınması gerektiğini özellikle vurgular.

2. Malın gizli veya açık bütün kusurlarını belirtmek. Malın kusurunu saklamak da zulüm ve aldatma olup haramdır. Nitekim Hz. Peygamber tahılın ıslak olanını alta, kuru olanını üste koyan bir satıcıyı, “Bizi aldatan bizden değildir” sözüyle uyarmıştır (Müslim, “Îmân”, 164; Tirmizî, “Büyûʿ”, 74).

3. Malın miktarını tam olarak bildirmek, ölçü ve tartıda hile yapmamak. Gazzâlî, eksik ölçüp tartanları şiddetle eleştiren âyetleri (el-Mutaffifîn 83/1-3) ve Hz. Peygamber’in bir öğüdünü (, IV, 352; Nesâî, “Büyûʿ”, 54; Dârimî, “Büyûʿ”, 7) zikrederek bu hususta sorumluluktan kurtulabilmek için ölçü ve tartıda satıcının müşteri, alıcının da satıcı lehine fedakârlık göstermesini tavsiye eder.

4. Zamanın normal piyasa usullerine riayet etmek. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.), satıcının yolda karşılanarak pazardaki fiyatı öğrenmesine fırsat verilmeden malının ucuza kapatılmasını (Buhârî, “Büyûʿ”, 68, 71, 72; Müslim, “Büyûʿ”, 11, 19) ve pazarlık sırasında satıcıyla alıcı arasına girip yapay fiyat artışı yapmak suretiyle alıcının zarara uğratılmasını (Buhârî, “Büyûʿ”, 60; Müslim, “Büyûʿ”, 13) yasaklamıştır.

Gazzâlî, “Ticarî Muamelede İhsan” başlığı altında alıcı ve satıcıyı karşı tarafın menfaatini en az kendisininki kadar düşünmeye teşvik eden açıklamalar yapmaktadır. Burada şu hususlar yer alır: Satıcı malını mâkul bir fiyatın üstünde satmamalıdır. Müşteri zayıf ve yoksul olan satıcıya malın değerinden daha yüksek bir fiyat vermelidir. Satıcı müşteriye ödeme kolaylığı tanımalıdır. Alıcı borcunu güzellikle ödemelidir. Taraflardan biri cayarsa diğeri bunu kabul etmelidir. Yoksul borçluya mühlet verilmelidir.

Gazzâlî İḥyâʾın “Tâcirin Dinini Esirgemesi” başlıklı konusuna girerken şu uyarılarda bulunur: Tâcir dünyada geçimiyle uğraşırken âhiretini unutmamalıdır; aksi halde ömrünü boşa harcamış, ticaretinin sonu hüsranla bitmiş olur. Akıllı insan kendine karşı merhametli davranır; kendine merhamet eden kimse asıl sermayesini kurtarır. İnsanın asıl sermayesi dini, asıl ticareti de dinî hayattaki kazancıdır. Daha sonra Gazzâlî tâcirin ticaret hayatında dinini esirgeyebilmesi için riayet etmesi gereken şartları şöyle sıralar: Ticarî hayata iyi niyetle ve sağlam bir inançla başlamak; sadece kazanmayı düşünmeyip yaptığı işin bir farz-ı kifâye ve insanlığa hizmet olduğunu bilmek; dünya pazarına dalıp âhiret pazarı olan camileri unutmamak; bir yandan ticaretle meşgul olurken diğer yandan Allah’ı zikir ve tesbih etmekten geri durmamak; ticarette aşırı kazanç hırsına kapılmamak; sadece haramlardan değil şüpheli işlemlerden de sakınmak, fıkıhtaki fetvalarla yetinmeyip vicdanının fetvasını almak; her türlü ticarî muameleden hesaba çekileceğini bilip bunun için hazırlıklı olmak.

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 11/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..