İmam intikal tekbirine başlamadan intikal etse onunla birlikte intikal edilebilir mi?
İmam intikal tekbirine başlamadan intikal etse onunla birlikte intikal edilebilir mi?
İmamın Allah-u Ekber demesi sünnet diye biliyorum. İmam Allah-u Ekber demeden secdeden başını kaldırınca biz de kaldırabilir miyiz, yoksa illa ki Allah-u Ekber sözünü duyduktan sonra mı hareket etmemiz lazım?
İmamdan önce rükûa eğilmek, secdeye gitmek, imamdan önce rükû’ ve secdeden doğrulmak câiz değildir. Ebû Hureyre’den (r.a) rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz ”sallallahu aleyhi ve sellem” şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz, imamdan önce başını (rükû veya secdeden) kaldırdığı zaman, başını Allah Teâlâ’nın merkep başına veya suretini merkep suretine çevirmesinden korkmuyor mu?”[1] Bu sebeple imama uyanların her hareketlerinde ona tabi olmaları ve ondan önce herhangi bir davranışta bulunmamaları gerekir.
Ebu Hureyre’den (r.a) rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah ”sallallahu aleyhi ve sellem” şöyle buyurmuştur: “İmam, ancak kendisine uyulması içindir. Bundan dolayı o tekbir getirdiğinde (ardından) siz de tekbir getirin. O tekbir getirmedikçe siz de tekbir getirmeyin. O rükû’a vardığında (ardından) siz de rükû’a varın. O rükû’a varmadıkça siz de rükû’a varmayın. O ‘Semiallâhu limen hamideh’ dediğinde, (ardından) siz de ‘Rabbenâ leke’l-hamd’ deyin. O secde ettiğinde (ardından) siz de secde edin. O secde etmedikçe siz de secde etmeyin. O ayakta namaz kıldığında, siz de ayakta namaz kılın. O oturarak namaz kıldığında, siz de topluca oturarak namaz kılın.”[2]
Buna göre imama uyan kimsenin hareketleri, imamın hemen akabinde olmalıdır. Namazın bir rüknünden diğer bir rüknüne geçişte imamdan geri kalmamalıdır. Ancak namazın intikallerinin tekbirle başlayıp tekbirle bitmesi müstehaptır, tekbirin veya tesmi’in intikalden sonraya kalmaması gerekir, aksinin yapılması yanlış olmakla birlikte imamın tekbirini beklemeden onunla beraber intikal edilebilir.
Kaynakça:
[1] Buhârî, Ezân 53; Müslim, Salât 114-116. Ayrıca bk. Tirmizî, Cum’a 56; Ebû Dâvûd, Salât 75; Nesâî, İmâmet 38; İbni Mâce, İkâme 41
[2] Ebu Davud, sahih bir senetle rivâyet etmiştir. Bu, Ebu Davud’un lafzıdır. Hadisin aslı, Buhârî ve Müslim’dedir.
URL Kopyala