Hangi kadınla evlenirsem boştur veya haram olsun demenin hükmü nedir?
Hangi kadınla evlenirsem boştur veya haram olsun demenin hükmü nedir?
Hanıma senden başka bütün kadınlar bana haram olsun deyince hanımdan ayrılıp başka biriyle evlenınce o kadın haram mı olur? Ya da senden başka bir kadınla evlenirsem o bana haram olsun derse bunun bir çıkış yolu var mıdır?
URL Kopyala
Soruda anlatılan durum Fıkıh kitablarında “Ta’liku’t-Talak/boşamayı bir şeye bağlama” başlığı altında ele alınır. Şöyle ki; Talakın bir şarta bağlanabilmesi için, şartın ya mülkiyette tahakkuk etmesi gerekir. Mesela bir kimsenin hanımına “Şayet filancayı ziyaret edersen boşsun” demesi gibi. Veya da şartın mülke izafe edilmesi gerekir. Örneğin; Bir kimsenin bir kadına “Şayet seninle evlenirsem boşsun” demesi gibi…[1] Buna göre bir kişinin hanımını boşamayı bir şarta bağlaması durumunda, şart eğer meydana gelirse boşama da meydana gelir. İmam Muhammed Muvatta rivayetinde bu konuyla alakalı iki rivayet getirir:
عن عبد الله بن عمر أنه كان يقول : إذا قال الرجل : إذا نكحت فلانة فهي طالق فهي كذلك إذا نكحها وإذا كان طلقها واحدة أو اثنتين أو ثلاثا فهو كما قال
“İbn Ömer (Radıyallahu Anh) şöyle derdi: Kişi “Falancayı nikâh edersem boş olsun” derse onu nikâh ettiğinde boş olur. Şayet onu bir veya iki yahut üç talakla boşayacak olsa söylediği yerine gelir.”[2]
İmam Muhammed, bu rivayet ve peşi sıra getirdiği Ömer (Radıyallahu Anh)’in daha nikahlamadan önce hanımına zıhar yapan kişiye “Onla evlenince keffaret ödeyinceye kadar ona yaklaşma” şeklindeki fetvasını naklettikten sonra “Bunu alırız ve bu Ebu Hanife’nin görüşüdür” demiştir.[3]
Aynı şekilde yine ‘Kitabu’l-Asar’ ında naklettiğine göre kendisi hakkında “onunla evlenirsem boş olsun” denilmiş olan bir kadın hususunda Esved b. Yezid’in ve Ehl-i hicazın talak olmayacağı şeklinde fetva verdiklerini ve adamında böyle bir kadınla evlenip cinsel ilişkide bulunduğunu daha sonradan bu durumun İbn Mesud (Radıyallahu Anh)’a intikal etmesi sonucunda İbn Mesud’un bu kadının boş olduğu şeklinde fetva verdiğini nakleder. Ve bu nakilden sonra da Abdullah İbnMesud’un görüşünü aldıklarını söyleyerek bu kadına (şayet mehir nikah anında belirlenmiş ise) belirlenmiş mehrin yarısı, (eğer nikah esnasında her hangi bir mehir tayin edilmemiş ise) mehr-i misil gerekeceğini nakleder.[4]
Buradan da anlaşıldığı üzere, bir şeye bağlanarak verilen bir talak biz Hanefilerce geçerlidir. Böyle yemin eden kimse evlenince zevcesi boş düşer, ama tekrar nikahlarsa boş düşmez. Zira boşama şartı ilk nikaha şamildir. Şafilere göre ise bu şekildeki bir boşamanın geçerli olmadığı nakledimektedir.[5]
ÖMER FARUK KORKMAZ
[1] Fahruddin ez-Zeylai, Tebyinu’l-Hakaik, II/231 Matbaa-i Emiriyye, Bulak, Mısır 1313
[2] Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî, Muvatta, s.176 Kahire 1994 B.3
[3] eş-Şeybânî, Muvatta, s.177
[4] Muhammed b. Hasen eş-Şeybani, Kitabu’l-Asar, II/ 454 Daru’n-Nevadir, Beyrut-Lübnan 2008, B.I
[5] Alauddin es-Semerkandi, Tuhfetu’l-Fukaha, 2/294