Menü

Farklı fetvalar arasında nasıl tercih yapacağız?

402 görüntülemeFetvalar Hakkında

Farklı fetvalar arasında nasıl tercih yapacağız?

Güvendiğimiz birkaç âlime sıkıntımızın olduğu bir hususta fetva sorsak ve hepsi farklı fetva verse biz nasıl tercih yapacağız? Günümüzde ehli sünnet bildiğimiz hocaların farklı fetvaları olabiliyor. Şimdiden Allah razı olsun.

Fetva, dinî ve hukukî bir konuda görüş bildirmek demektir. Fetva verenler (müftîler/müftüler) birer hocadır, görüşlerini bildirirler. Görüşlerini tutarlı ve mantıklı bulanlar buna göre amel eder; tutarsız bulanlar da başka bir müftüye sorar, onun fetvasıyla amel ederler. Bu konuda herkesin ortak bir karar vermesi düşünülemez. Zira fetva, ayet ve hadislerde açık bir hüküm bulunmadığı zaman verilir. Bu durumda da her âlimin ortak bir görüş bildirmesi eşyanın tabiatına aykırıdır. İçlerinde doğru fetva verenler olacağı gibi yanlış fetva verenler de olacaktır. Mükellefe düşen ise bu konuda araştırma yapmaktır. Fetva verenlere delili sorulur ve bu delillere göre biri tercih edilir. İslâm âlimlerinin ittifak edemediği konularda farklı içtihatlar, yorumlar ve tefsirler var demektir. Bunların hangisinin “Allah katında doğru” olduğunu ancak Allah bilir. İçtihadı, yorumu, tefsiri bu konularda yetkili olan âlimler yapmış ise, fetvayı bunlar vermişlerse, herkesinki kendine göre doğrudur. İşte bu konuları birden fazlasına sormak da bilmeyenlerin vazifesidir, soran aldığı cevabı uygular.

Ancak haram şüphesi bulunan şeyden kaçınmak esastır. İslâm’ın haram ve helâl kıldığı hususlar açık olup ikisi arasında kalan şüpheli fiillerin bulunduğu bir saha vardır. Bunlar da haram veya helâle dair nasların sübut ve delâletleriyle ilgili olan ve ayrıca eldeki hukukî hadiseye tatbiki sırasında ortaya çıkan bazı şüpheli durumlardır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bunlardan uzak durmanın din ve namusu korumak için daha emin bir yol olduğunu, bunları yapan kimsenin ise haram işlemeye çok yaklaşmış olacağını söylemiştir. (Buhârî, “Îmân”, 39; Müslim, “Müsâḳāt”, 107-108; Ebû Dâvûd, “Büyûʿ”, 3)

Şüphenin bulunması halinde kişinin nasıl davranması gerektiği ve şüpheli bir işi yapmanın dinî hükmü İslâm âlimleri arasında geniş tartışmalara yol açmıştır. Bu konuda Nevevî’nin yorumu şöyledir: “Eşya açık helâl, açık haram ve helâlliği ya da haramlığı açık olmayan şeyler olmak üzere üç kısımdır. Üçüncü kısmı insanların çoğu bilmezken âlimler bunun hükmünü nas veya kıyas yoluyla ya da istishâb vb. yollarla bilebilir. Bir şeyin helâl veya haram olma ihtimali varsa ve konuya ilişkin herhangi bir nas ya da icmâ yoksa müctehid ictihad eder ve şer‘î bir delille bunu iki kısımdan birine katar.”

İzzeddin İbn Abdüsselâm ihtiyatı, maslahatı celb ve mefsedeti def‘ açısından ele alarak maslahatı celbin ve mefsedeti def‘in mendup ve vâcip şeklindeki ikili ayırımına göre ihtiyatı mendup olan ihtiyat (vera‘) ve vâcip olan ihtiyat olmak üzere iki kısımda değerlendirmiştir. Buna göre, hükmün elde edildiği kaynakların kuvvet bakımından birbirine yakın olması durumunda mevcut görüşlerin hepsinin müşterek olduğu noktayı dikkate alarak âlimlerin ihtilâf ettiği alana geçmemek, vehme dayalı mefsedetlerden kaçınmak mendup olan ihtiyat grubuna girmektedir. Herhangi bir akitte veya bu akdin şartlarından veya rükünlerinden birinde kuşkuya düşen kişinin akdi şart ve rükünlerine göre sağlıklı şekilde yeniden yapması, bir ibadeti ifa etmiş olan kimsenin uzunca bir zaman sonra bu ibadetin rükün veya şartlarından birinde kuşkuya düştüğünde ibadeti yeniden ifa etmesi de böyledir.

Müctehidin delili ictihadî olacağından şüpheli durumu terketmek vera‘ sayılır. Konunun açıklığa kavuşmaması ve onun da şüphede kalması durumunda meselenin hükmünün ne olacağında usulcüler ihtilâf etmişler ve şeriatın gelmesinden önce eşyanın hükmünün ne olduğu konusundaki görüş ayrılıkları doğrultusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Bazıları da her hâlükârda kaçınmanın vera‘ olduğunu söylemiştir. (Şerhu Müslim, XI, 27-29) Bu tür ihtiyatın kişiler açısından ortalama kriteri, insanın kendisini şüpheye götüren şeyi bırakıp şüpheye götürmeyen şeyi yapmasıdır. Sonuç olarak; nasıl ki dört mezhep içtihat farklılıklarından oluşmuş ise güncel konularda da ilim ehli tarafından farklı görüşlerin beyan edilmesi gayet normaldir. Bunda şaşılacak bir durum yoktur, fetva soran bu görüşlerden kanaat ettiği ile amel edecektir. Fakat özellikle güncel konularda en doğru ve isabetli görüşü tespit ederken ihtiyatlı davranmak, kişinin vera’yı tercih edip dinini şüphelerden sakındırması açısından önem arz etmektedir.

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 31/07/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..