Eşlerin yorgunluk, rahatsızlık vb. ileri sürerek cinsel ilişkiden kaçınması caiz mi?
Eşlerin yorgunluk, rahatsızlık vb. ileri sürerek cinsel ilişkiden kaçınması caiz mi?
Kadının yorgun olması ve cinsel ilişkiyi dinlenince yapalım demesi caiz midir?
URL Kopyala
Evliliklerde, eşlerden birinin cinsel ilişkiye girmeyi reddetmesi veya cinsel birliktelikten kaçınması davranışının boşanma nedeni olarak sayılabilmesi için önemli olan husus; makul bir sebep olmaksızın birlikteliğin yaşanmamış olması gerekir. Bahsi geçen “makul bir sebep”ten kasıt; cinsel sağlık probleminin bulunması, kadınların özel günü olması, hastalık gibi geçerli sayılacak bir başka nedenin varlığı cinsel birliktelikten kaçınmak için meşru neden olarak kabul edilmektedir. Belirtmek gerekir ki tedavisi mümkün olan bir cinsel rahatsızlık olmasına rağmen tedaviye yanaşmamak da cinsel birliktelikten kaçınma kapsamında değerlendirilebilir. Taraflardan birinin “sürekli” olarak, haklı bir nedene sahip olmaksızın cinsel birliktelikten kaçınması, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve cinsel sorunlar nedeniyle boşanma davası açılmasına neden olacaktır.
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlullah ”sallallahu aleyhi ve sellem” şöyle buyurdu: “Bir erkek karısını yatağına çağırır da karısı gelmez ve erkek ona dargın olarak gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lânet ederler.” (Buhârî, Bed’u’l-halk 7; Müslim, Nikâh 122. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40) Buhârî ile Müslim’in bir başka rivayeti şöyledir: “Kadın geceyi kocasının yatağını terk ederek geçirirse, melekler sabaha kadar ona lânet ederler.” (Buhârî, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 120) Bir başka rivayete göre de Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bir erkek karısını yatağa çağırır da kadın gelmezse, kocası ondan memnun olana kadar Kâinâtın Sahibi o kadına lânet eder.” (Müslim, Nikâh 121) Ancak bu hakka sahip olmak eşiyle zorla ilişkiye girmeyi meşru kılmaz zira bu bir şiddettir, şiddet ise haramdır. Ayrıca bu durumun, telafisi mümkün olmayacak nefret ve psikolojik bunalımlara sebebiyet vereceği de bir hakikattir. Bu da netice itibarıyla ailenin yıkıma mağruz kalması sonucunu doğurabilecektir.