Erkeklere altın ve ipeğin haramlığını inkar etmenin hükmü nedir?
Erkeklere altın ve ipeğin haramlığını inkar etmenin hükmü nedir?
Erkeğin altın, ipek kullanmasını ve altın, gümüş, bakır vb. takı takmasını helal kabul etmek küfür mü?
URL Kopyala
Çok fazla teferruata dalmadan şunu ifade edebiliriz: İpeğin ve altının haramlığı ve yasaklanması belli bir merhale içinde gerçekleşmiş görünmektedir. Yani Peygamberimiz (s.a.s.) ipek elbise giymiş ve altın yüzük takmışken daha sonra bunları “bir daha giymemek üzere çıkarıp atmış” ve ümmetin erkeklerine haram olduğunu ilân etmiştir. Bu durumda, ipeğin ve altının mübahlık veya haramlığı konusundaki rivayetlerin çeşitlilik ve farklılığı kadar normal bir şey olamaz. Çünkü burada bir nesh gerçekleşmiş, daha önce yürürlükte olan bir hüküm daha sonra ortadan kaldırılmıştır. Fakat hastalık, harp veya başka bir sebeple ipekten yapılmış giyim eşyası kullanmasına izin verilenler de olmuştur. O halde konunun fıkhî bir çalışmayı gerektirdiği aşikârdır. Bu sebeple hükümler farklılık arzetmektedir.
Sözü çok uzatmadan Mâlikî mezhebinin önde gelen fıkıh ve hadis imamlarından Ebû Bekr İbnü’l-Arabî’nin, ipek elbise kullanılmasıyla ilgili olarak âlimler arasındaki ihtilâfı on madde halinde özetleyen görüşlerini saymakla yetinelim: 1. İpek elbise her hâl ü kârda haramdır. 2. Harp hali dışında her vakit haramdır. 3. Yolculuk hali dışında her vakit haramdır. 4. Hastalık dışında her halde haramdır. 5. Cihad dışında her yerde haramdır. 6. Bayrakta, sancakta ve bu maksada hizmet eden diğer kumaşların üzerine yapılan işleme ve işaretlerde kullanılması haram değildir. 7. Ümmetin erkeklerine de, kadınlarına da haramdır. 8. Ebû Hanîfe ve bazı âlimlere göre üste giyilmesi haram, ayak altına yayılması helâldir. 9. Her durumda kullanılması mübahtır. 10. İpek dışında başka bir kumaşla karışık da olsa haramdır.
Keza altın ve gümüş dışındaki birtakım madenlerden yapılan takıları, hem erkek hem de kadının takınması câiz değildir. Demir, bakır ve tunç gibi madenler bu kabildendir, bu mevzuda bazı hadisler zikredilmektedir. Ancak konu hakkında farklı içtihatlar da bulunmaktadır. Dolayısıyla konu içtihada ve yoruma açık bir mesele olduğundan dinin hükmünü küçümseme kastı olmadan bir takım deliller sebebiyle yoruma giderek haram saymamak küfür olmaz. Bir mümini küfre düşüren sebepler üçe ayrılır, bunlar: 1) İstihza; dinin esaslarından birini alaya almak. 2) İstihfâf; inanılması gereken ve zarurat-ı diniyye denilen prensipleri küçümsemek, hafife almak. 3) İnkâr; kati delille sabit olan bir islâmi hükmü açıkça inkâr etmek veya dinde mukâddes olan şeylere küfretmek.