Menü

Bir şeyi bir şeyle takas etmenin hükümleri, şartları, helalleri ve haramları nelerdir?

Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
Aşevi İnşaatı Yardımı - Huzurlu Gönüller Eğitim Vakfı
392 görüntülemeAlışveriş

Bir şeyi bir şeyle takas etmenin hükümleri, şartları, helalleri ve haramları nelerdir?

İslam hukukunda bir şeyi başka bir şeyle takas etmenin hükümleri, şartları, helalleri ve haramları nelerdir? Tafsilatlı anlatır mısınız?

Karşılıklı takas yoluyla gerçekleşen satım akdinin özü, tarafların iki malın karşılıklı olarak değişimi konusundaki iradelerini hukukî bir sonuç doğuracak şekilde birleştirmeleri olduğundan akdin üç unsurundan söz edilir: Birincisi taraflar yani satıcı (bâyi‘) ve alıcı (müşteri), ikincisi, tarafların akid konusundaki iradelerinin birleşimi demek olan icap ve kabul, üçüncüsü ise akid konusu (mahallü’l-akd) olan mal (mebî‘) ve bedeldir (semen). Akitte yer alan karşılıkların mahiyetlerine bağlı olarak karşılıklı takas yoluyla gerçekleşen satım akdinin şu dört gruba ayrılması kapsamı hakkında da bir fikir vermektedir: Her iki bedelin de ayn olması halinde mukayeda (trampa), ayn karşılığı deyn olursa mutlak bey‘, iki bedelin de deyn olması durumunda sarf, deynin ayn karşılığı satımı halinde de selem akdinden söz edilir. Karşılıklı gerçekleşen takas türlerinde dikkat edilmesi gereken bazı husular ise şöyledir:

Faiz: Tartı veya ölçü ile alınıp satılan aynı cins mallar (ribevî mallar); karşılıklı olarak mübadele edilirken, bunların eşit miktarda ve peşin olarak alınıp satılması gerekir. Aksi halde yapılan takas faizli işlem olur. Tartı veya ölçü ile alınıp satılmayan ve taneleri arasında farklılıklar bulunan diğer malların takasında ise eşitlik şartı aranmaz. Bu nedenle farklı model ya da değerlerdeki mal ve ürünler değiştirilirken, değer farkından dolayı ödenen fazlalık faize girmez. Diğer bir ifadeyle, aynı cins olan kıyemî malların, aradaki fiyat farkı ödenerek peşin olması şartıyla değiştirilmeleri dinen caizdir. (Merğînânî, el-Hidâye, V, 182) Kıyemî (standart olmayan, değişken) malların takasında ise, eşitlik şartı aranmaz. Bu nedenle bir hayvanın kendi cinsinden bir hayvanla her ikisinin de peşin olması şartıyla; farklı cinsten bir hayvanla ise peşinlik şartı aranmaksızın değiştirilmesi caizdir. Hayvanların değerlerinin eşit olması şart olmadığı gibi, farklı olması durumunda değer farkı ödenmesi de akdin sıhhatine zarar vermez, kitap takası da aynı şekilde değerlendirilir. (Merğînânî, el-Hidâye, V, 177)

Borç: Malların mislî-kıyemî şeklindeki ayırımı kısmen eşya hukukunu da ilgilendirmekle birlikte esas itibariyle borçlar hukuku açısından önem taşımaktadır. Bu ayırımın borçlar hukuku bakımından doğurduğu netice şudur: Her ne kadar para ile diğer mislî mallar arasında belli farklar bulunsa da mislî mallar cins, miktar ve vasıf şeklinde belirlenebildiğinden kural yönünden onlarda para gibi zimmette borç olarak sabit olur. Bu nedenle aynı miktarda geri ödeme almak şartıyla buğday gibi mislî malların borç olarak verilmesi caizdir. Ancak hadis-i şerifte buğday “kile” yani litre, kap ölçeği üzerinden tespit edildiği için borç verip alırken de kilo hesabı değil litre hesabı ile verip alınması gerekir. Fakat imam-ı Ebu Yusuf’un fetvasına göre örfe binaen kilo hesabı da kurtarabilir. Kıyemî mallar ise ancak görerek ve ferden tayinle belirlenebildiğinden zimmet borcuna konu olmaz. Bunun için de kıyemî mallarda borç takası cereyan etmez. Bu nedenle ikinci el mallar kıyemî eşya statüsünde oldukları için borç olarak verilmesi ve alınması mümkün değildir. Çünkü geri ödenecek olan, borç olarak verilenin aynısı veya birebir benzeri olamayacaktır.

Selem: Para peşin, mal en az bir ay vadeli olarak yapılan Selem akdi olarak caiz olur. İbn Abbas’tan (r.a.) yapılan rivayete göre Rasûlullah (s.a.s.); “Kim bir şeyde selem akdi yaparsa, belirli ölçüde, belirli tartıda ve belirli zamana yapsın” buyurmuştur. (Buhârî, Selem, 1, 2, 7; Müslim, Müsâkat, 128) Selem akdi ancak mislî (standart, kilo veya litre usulü satılan) mallarda yapılabilir. Caiz olması için; paranın peşin, malın cinsinin, miktarının, niteliklerinin belli olması, malın teslim tarihinin ve teslimi masraf gerektiriyorsa teslim yerinin belirtilmesi gerekir. (Merğînânî, el-Hidâye, V, 222) Selem akdinde, peşin verilen satış bedeli nakit para, altın, gümüş olabileceği gibi, ölçüyle veya tartıyla alınıp satılan standart şeyler de olabilir. Ayrıca, satış bedeli olacak paranın veya misli malın satıcıya peşin olarak akit sırasında teslim edilmesi de gereklidir.

Mehir: Erkeğin eşinden faydalanmasına mukabil eşine ödemesi gereken bir bedel olması hasebiyle farklı bir şekilde olsa da bir takas söz konusudur. Satılması veya kullanılması mubah olup, mâlî bir karşılığı olan her şey mehir olabilir. Taşınır ve taşınmaz mallar, zinet eşyası, mislî (standart) olan mallar ve hatta taşınır veya taşınmaz bir maldan yararlanma hakkı da bunlar arasındadır. (Kâsânî, Bedâî’, II, 279) Mal olmayan bir mefaat veya hizmetin mehir olarak verilip verilemeyeceği, dinî ilimleri öğretmenin mehir sayılıp sayılmayacağı fakihler arasında tartışılmıştır. Hanefîler mehrin maddî değeri olması ilkesinden hareketle bunu caiz görmezken (İbnü’l-Hümâm, Feth, III, 308) diğer bazı mezhepler Kur’an ve fıkıh öğretimi gibi işlerin mehir olabileceğini söylemişlerdir. (Şevkânî, es-Seylü’l-Cerrâr, II, 277; Zühaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, VII, 260-264) Kadının evleneceği erkekten mehir olarak kendisini hacca yada umreye götürmesini istemesi konusunda da aynı ihtilaflar geçerlidir. Ancak hacca ve umreye götürme maddi bir külfet gerektirdiği ve burada amaç erkeğin kadına hizmeti değil, hac masraflarını karşılaması olduğu için bunun caiz olduğu görüşü tercih edilmelidir. Soruda geçen meselede böyledir, karşılığı mal olan bir hizmetin karşılıklı rıza ile mehir olarak konuşulup ödenmesi geçerli olur.

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 11/08/2024

URL Kopyala
0
Cevap yaz..