Menü

Akitlerde cezai şart maddesi konulması caiz midir?

410 görüntülemeMuamelat Bahsi
0 Yorum

Akitlerde cezai şart maddesi konulması caiz midir?

Sözleşmelere ceza maddesi yazmak caiz midir?

İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 30/07/2024

URL Kopyala
0

Kur’ân’da yasaklanan faizin gerek para borçlarında gerekse para olmayan borçlarda aynı cinsten ek olarak alınan fazlalık olduğu anlaşılmaktadır. Buradan para borçlarında kararlaştırılan cezai şart faiz olmakla birlikte konusu para olmayan borçlarda gerek ceza gerekse tazminat niteliğinde borçludan alınması kararlaştırılan fazlalığın faiz olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Çünkü borç mal cinsinden cezai şart olarak kararlaştırılan miktar ise para cinsindendir. Bu durumu sözleşmelerde borcun para ve mal olması bakımından somut bir şekilde görebiliriz. Örneğin istisna akdinde siparişi zamanında teslim etmeyen üretici aleyhine cezai şart koşulabilir. Ancak malın ücretini zamanında ödemeyen müşterinin geciken her gün için önceden belli bir miktar parayı ödemesi cezai şart olarak kararlaştırılamaz. Aynı şekilde iş sözleşmelerinde işi zamanında teslim etmeyen müteahhidin mal sahibine belli bir miktar cezai şart ödemesi kararlaştırılabilir. Ancak iş mücbir sebep, alacaklının kusuru ve üçüncü şahsın kusuru gibi illiyet bağını kesen sebeplerle zamanında teslim edilememiş olmamalıdır. Başka bir ifadeyle illiyet bağını kesen sebepler cezai şartın hak edilmesine manidir.

İslâm hukukuna göre sözleşmeye taraf olanların haricindeki sebeplerle sözleşmenin ifası imkansız hale gelirse veya anlaşıldığı gibi sözleşmeye devam edilmesi zorlaşırsa akid ya fesh edilmeli ya da yeniden adaletli şekilde düzenlenmelidir. Örneğin yer sahibi ile bir inşaat şirketi daha önceden tespit edilen sürede bitirmek üzere bina yapma konusunda gecikilen her ay için sözleşme değerinin yüzde biri oranında cezai şartla anlaştıklarını düşünelim. İnşaat devam ederken savaş gibi müteahhitten kaynaklanmayan bazı harici sebeplerle ham madde fiyatları çok yükseldiğinde mevcut şartlarda anlaşmayı devam ettirmek zor veya imkansız hale gelmişse, hatta yüklenici firmanın zarar etmesi söz konusuysa sözleşme yeniden düzenlenir veya fesh edilir. Çünkü ‘Allah kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez’, ‘ Allah sizin için kolaylık ister, güçlük istemez.’, ‘ Allah size dinde bir güçlük yüklemedi.’ ayetleri insanların yapamayacakları şeylerle sorumlu tutulamayacağına işaret etmektedir.

Nitekim İslâm fıkıh Akademisi farklı dönemlerdeki toplantılarında insan iradesi dışındaki sebeplerle akdin ifa edilememesi durumuyla ilgili bazı kararlar almıştır. Örneğin beşinci dönem toplantısında şöyle bir karar alınmıştır: ‘İnşaat, hizmet ve ithalat gibi süreli sözleşmelerde fiyatların aşırı yükselmesi, bedensel zararların ortaya çıkması gibi akdin kuruluşu esnasında olmayan veya gelecekte de beklenmeyen, tarafların kusuru veya ihmalinin olmadığı genel sebeplerle akdi sorumluluklar ifa edilemiyorsa ve bu durum taraflar arasında nizaya sebep olmuşsa hakim zararı sözleşmeyi yapanlar arasında paylaştırarak sözleşmeyi yeniden düzenleyebilir veya daha adaletli olarak değerlendirirse sözleşmeyi feshedebilir. Ayrıca işverenin akdin feshinden kaynaklanan zararının tazmin edilmesine karar verir. Ancak borcunu ifa edemeyen yükleniciye de zulmetmez. Böylece taraflar arasında adaleti sağlar. Hakim bu kararları güvenilir bilir kişilerin görüşlerini gözeterek alır. Dönem toplantısında ise insan iradesi dışındaki bir sebeple akdin ihlal edildiği ispatlanırsa cezâî şartın uygulanamayacağı kararlaştırılmıştır.

“Müslümanlar şartları üzeredir. Helali haram veya haramı helal yapan şart müstesna.” (Buhârî, İcare, 14; Ebû Davûd, Kaza, 12) hadisi, haramlığına delalet eden nas olmadıkça şartları ifa etmek gerektiğine ve şartlarda asıl olanın mübahlık olduğuna delalet etmektedir. Nitekim Buhari’de ibn Sîrîn’den nakledilen “Bir kişi (develerini) kendisine kiralayan kişiye, ‘develerini yükle, eğer falan gün seninle yola çıkmazsam sana yüz dirhem’ dedi, yola da çıkmadı. Şureyh şöyle dedi: Her kim tehdit altında olmaksızın isteyerek aleyhine bir şart koşarsa o şart kendisini bağlar.” (Buhârî, Şurut, 18) rivayetinden de İslam hukukunun temel kaynaklarına aykırı olmayan tarafların kendi iradeleriyle kararlaştırdıkları şartların sahih olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mal borçlarında ödeme imkanı olmasına rağmen ifadan imtina eden kişinin alacaklıya belli bir miktar cezai şart ödemesi illiyet bağının (hukuki sonuç ile sonucu ortaya çıkaran olguların arasındaki bağ) kesilmemesi durumunda sahih olmalıdır.

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 26/07/2024
0
Cevap yaz..