Aile büyüklerinin birbirine hasım olması durumunda küçüklerin tutumu nasıl olmalıdır?
Aile büyüklerinin birbirine hasım olması durumunda küçüklerin tutumu nasıl olmalıdır?
İslam dini; akrabaya iyilik yapmayı ve yapılan kötülüklere karşı affedici olmayı hatta kötülüğe karşılık olarak iyilik yapmayı emreder. Bu konuda yüce Allah şöyle buyurdu: “İyilikle kötülük bir olamaz, sen kötülüğü en güzel olan şeyle sav. O vakit seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur. Bu güzel davranış ve duyguyu, ancak öfkesine engel olmak ve eziyetlere katlanmak suretiyle sabreden kimse elde eder. Bu güzel davranışı ancak akıl, tedbir, hayır ve mutluluktan bol nasibi olan elde eder.”[1]
Yani; insanlardan biri söz veya eylemiyle sana veya bir yakınına kötülük yaparsa özellikle akraba, arkadaş gibi senin üzerinde hakkı olan birisi olursa iyilikle karşılık ver. Şayet seninle ilişkiyi keserse sen irtibatı kur, sana zulmederse onu affet, senin hakkında konuşursa aynı şekilde karşılık verme, hatta yumuşak bir üslupla karşılık ver. Şayet senden uzaklaşır ve seninle konuşmazsa ona karşı güzel sözcükler kullan, selam ver. Şayet sen kötülüğe karşı iyilik yaparsan büyük bir yarar meydana gelecektir. Söz konusu büyük yarar şudur: “O vakit seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur.”
Şüphesiz bu güzel sonuca ancak nefislerini terbiye edip Allah rızasını kazanmak için sabreden kişiler ulaşır. Zira nefislerin fıtratı gereğince insanlar, kötülüğe karşı kötülükle karşılık vermek ister. Şayet insanoğlu sabreder ve yüce Allah’ın emirlerini yerine getirirse ve buna karşılık alacak sevabı bilirse aynı şekilde kötülüğe karşı kötülük yapmanın faydası olmayacağı sadece düşmanlığı artıracağını bilirse, bununla birlikte yaptığı davranışı Allah rızası için yaparsa şüphesiz bu eylem kendisine kolay gelecek ve bundan zevk alacaktır.
Ancak zikrettiğimiz bu durum, insanlarla davranış konusunda en yüksek mertebedir. Fakat her kim buna gücü yetmezse veya soruda anlatıldığı gibi onlarla karıştığında sihre ve eziyete maruz kalacaksa bu durumda şerlerinden korunmak için onlarla irtibatı kesebilir ve uzaklaşabilir.
İbn Abdul Bir Rahimehullah şöyle dedi:
“Alimlerin icma ettiğine göre bir Müslüman kardeşinden üç günden fazla küs kalamaz. Fakat onunla konuşacak olursa veya onunla haşir neşir olursa dininde fitneye düşecekse veya bu yakınlık dünya ve ahiretine zarar verecek koşullar oluşturacaksa bu durumda o kişiye küs olmadan uzaklaşmaya ruhsat verilmiştir. Nice güzellikle uzak kalmak eziyet verici karışmadan daha hayırlıdır.”
Şüphesiz bu güzel sonuca ancak nefislerini terbiye edip Allah rızasını kazanmak için sabreden kişiler ulaşır. Zira nefislerin fıtratı gereğince insanlar, kötülüğe karşı kötülükle karşılık vermek ister. Şayet insanoğlu sabreder ve yüce Allah’ın emirlerini yerine getirirse ve buna karşılık alacak sevabı bilirse aynı şekilde kötülüğe karşı kötülük yapmanın faydası olmayacağı sadece düşmanlığı artıracağını bilirse, bununla birlikte yaptığı davranışı Allah rızası için yaparsa şüphesiz bu eylem kendisine kolay gelecek ve bundan zevk alacaktır.
Ancak zikrettiğimiz bu durum, insanlarla davranış konusunda en yüksek mertebedir. Fakat her kim buna gücü yetmezse veya soruda anlatıldığı gibi onlarla karıştığında sihre ve eziyete maruz kalacaksa bu durumda şerlerinden korunmak için onlarla irtibatı kesebilir ve uzaklaşabilir.
İbn Abdul Bir Rahimehullah şöyle dedi:
“Alimlerin icma ettiğine göre bir Müslüman kardeşinden üç günden fazla küs kalamaz. Fakat onunla konuşacak olursa veya onunla haşir neşir olursa dininde fitneye düşecekse veya bu yakınlık dünya ve ahiretine zarar verecek koşullar oluşturacaksa bu durumda o kişiye küs olmadan uzaklaşmaya ruhsat verilmiştir. Nice güzellikle uzak kalmak eziyet verici karışmadan daha hayırlıdır.”
Kaynakça:
[1] Fussilet/34-35
İsmail Hakkı Yelkenci tarafından yayınlandı 21/08/2024
URL Kopyala