Bu konu, Emr-i bi’l ma’ruf ve Nehy-i ani’l münker (İyiliği emretme ve kötülükten sakındırma) prensibi kapsamına girer. Bu, her Müslümanın üzerine düşen bir görevdir. Sigara içmenin kendisi fıkhen mekruh (tahrîmen) olarak görülmekle birlikte, kapalı alanda başkalarına zarar verecek şekilde içilmesi ise kesinlikle haram kabul edilen zarar verme (zarar-ı âmm) ve kul hakkı ihlali kategorisindedir. İslam fıkhındaki temel kaide “Lâ darara ve lâ dırâr” (Ne zarar verilir ne de zarara zararla karşılık verilir) gereğince, başkasının sağlığına zarar veren her davranış yasaktır. Kapalı mekânın sahibi veya yöneticisi, mekânındaki kuralları ve kanunları uygulama yetkisine sahiptir. Onlara bildirmek, olası bir bireysel çatışmadan (fitne) kaçınarak, yasal ve yetkili bir kanalla kötülüğü durdurma çabasıdır. Bu yöntem, caiz ve tercih edilen ilk adımdır. Kibar ve yapıcı bir dille, hem yasal zorunluluğu hem de müşterilerin hakkını (kul hakkı) ihlal ettiklerini hatırlatmak etkili olabilir. ​Doğrudan sigara içen kişiye uyarıda bulunmak, Nehy-i ani’l münker’in bireysel sorumluluğudur. Uyarı, nezaket ve hikmetle yapılırsa caizdir, ancak çatışma riski varsa daha yetkili bir kanala başvurulmalıdır. Devletin, kamu sağlığını korumak adına koyduğu yasalara uymak, İslami bir gerekliliktir. Bu kanun, Müslümanların sağlığı ve temiz ortam hakkını (kul hakkı) korumaya yöneliktir. Fıkıh, bireysel gücün yetmediği veya çatışmaya neden olacağı durumlarda, Nehy-i ani’l münker’in devlet otoritesi (El ile müdahale) tarafından yapılmasını onaylar. İhbar, bu yetkili eli harekete geçirme yöntemidir. İhbar ederek, hem içen kişinin kendisine hem de çevresindeki insanlara verilen zararın devam etmesini engelleme görevini yerine getirmiş olursunuz. ​Özetle, en güvenli ve pratik yol, mekânın yöneticisine veya sahibine durumu bildirmektir. Eğer dükkân sahibi ilgilenmiyorsa, uyarınızın bir işe yaramayacağını düşünüyorsanız veya çatışmadan kaçınmak istiyorsanız, Sağlık Bakanlığı hattına şikayet etmek, İslam hukukuna göre caiz bir yolla ve fitneye düşmeden üzerinizdeki Nehy-i ani’l münker sorumluluğunu yerine getirme şeklidir. ​Mühim olan, kul hakkını korumak ve zararı durdurmaktır.