Menü

Tahsil edilemeyen alacağı başka malla vadeli takas etmek caiz mi?

42 görüntülemeBorç Hükümleri
0 Yorum

Tahsil edilemeyen alacağı başka malla vadeli takas etmek caiz mi?

Alacaklı olduğumuz kişinin borcunu ödeyebilmesi için bugünkü değerinden alacağımızı emtiyaya çevirip ileri tarihte emtia olarak almamız caiz midir?

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 7 saat önce

URL Kopyala
0

Konu hakkında fıkıhtaki en hassas ve kilit nokta, “Borcun Borçluya Vadeli Olarak Satılması” yasağıdır. Fıkıh literatüründe bu yasak, “Bey’u’l-Kâlî bi’l-Kâlî” (Vadeli olanı, vadeli olanla satmak) veya “Bey’u’d-Deyn bi’d-Deyn” (Borcun Borçla Satımı) kavramları altında incelenir. ​Fıkıhçılar, borcun borçla satımının yasak olduğu konusunda görüş birliği içindedir. Borcun borçla satımının yasaklandığına dair hadisler mevcuttur. Alacaklının borçludaki nakit para alacağı (Deyn), henüz tahsil edilmemiş olması sebebiyle “Kâlî” (vadeli/zimmette sabit bir borç) hükmündedir. Borçluya, bu para alacağı karşılığında satılan emtia, ileri bir tarihte (vadeli) teslim edileceği için, bu da “Kâlî” (teslimi zimmete düşmüş bir borç) hükmündedir. Bu işlem, “Borcu başka bir Borç” karşılığında “Emtia Borcu” almayı içerir ve iki borcun birbiriyle mübadelesi olduğu için yasak olan Bey’u’l-Kâlî bi’l-Kâlî kapsamına girer. ​Fıkıh kuralları, faize giden bütün yolları kapatmayı amaçlar (Seddu’z-Zerâi’ prensibi). Alacaklı, borçludan olan eski borcunu iptal edip, karşılığında yeni bir vadeli emtia alarak, aslında vade karşılığında fazlalık elde etme amacı taşır. Borcun ödeme vadesi gelmişken, borcu emtiaya çevirip vadesini uzatmak, klasik fıkıhta yasaklanan, eski borcun faizle yenilenmesi (yani borcu ödeyemeyenin vadesini uzatmak karşılığında fazlalık isteme) hilesinin bir başka yolu olarak görülür. İki taraf arasında var olan nakdi borç ilişkisi, bir satış ilişkisine dönüştürülürken borçlunun zor durumundan yararlanılarak vade karşılığında menfaat (emtianın piyasa değerinin üstünde bir fiyatla satılması) elde edilmemelidir. Borcun cinsi değiştirilirken (nakitten emtiaya), bu yeni akit, bir tür satış akdi (bey’) olur. Ancak fıkıh kurallarına göre, borçluya karşı alacağın satılmasında karşılığın peşin olması (bedelin akit meclisinde kabzedilmesi) şartı aranır. ​Sonuç olarak; fıkıh, borcun tahsilini kolaylaştırmayı desteklerken, bu kolaylığın faize kapı açacak hileli yollarla veya her iki bedelin de vadeli olduğu (Kâlî bi’l-Kâlî) bir akitle yapılmasını kesinlikle yasaklar. Bu işlem, bu iki temel yasağa girdiği için caiz görülmemektedir.

İsmail Hakkı Yelkenci cevap verdi 7 saat önce
0
Cevap yaz..