Kasıtlı olmadan yanlış yol tarifinde bulunmak kul hakkı olur mu?
Kasıtlı olmadan yanlış yol tarifinde bulunmak kul hakkı olur mu?
Yol tarifini birine tam aktaramazsak ya da karışıklık olursa kul hakkına girer miyiz?
URL Kopyala
İslam fıkhına göre, bir eylemin hükmünü belirleyen temel unsurlardan biri niyettir. Niyet, bir fiilin arkasındaki amaç ve kastı ifade eder. Yanlışlıkla veya bilmeden yapılan bir eylem, kasten ve bilerek yapılan bir eylemden fıkhen farklı değerlendirilir. İslam fıkhında, manevi sorumluluğun (mes’uliyet) oluşabilmesi için kişinin fiilini bilinçli bir şekilde ve serbest iradesiyle işlemiş olması gerekir. Peygamber’imizin (s.a.s.) “Ameller ancak niyetlere göredir” hadisi bu ilkenin en temel kaynağıdır. Yanlışlıkla yapılan bir eylemde kişi, o eylemin sonuçlarını hedeflememiştir. Bu nedenle, yanlışlıkla yapılan bir yol tarifi durumunda, kişiye günah yazılmaz. Kul hakkı, bir kişinin diğer bir kişiye bilerek ve isteyerek zarar vermesiyle ortaya çıkar. Hakaret, iftira, hırsızlık, gasp gibi fiiller kul hakkı ihlallerine örnek gösterilebilir. Bu fiillerde, hak sahibinin rızası olmaksızın ona zarar verme veya hakkını alma esastır. Yanlışlıkla yol tarifi vermek bu kapsamda değerlendirilmez. Zira yol tarifi veren kişinin amacı, yardım etmek ve doğru yolu göstermektir. Karşı tarafa zarar verme, onu oyalamak veya yormak gibi bir niyeti yoktur. Meydana gelen olumsuz durum (zaman kaybı, yolun uzaması vb.), kasıtlı bir eylemin sonucu değil, bir hata veya yanılgının sonucudur. Fıkıhta bu tür durumlara hataen (yanlışlıkla) yapılan eylemler denir ve bu tür hatalardan dolayı günah oluşmaz. Fakat kasıtlı şekilde veya yolu net bilmediği halde laubali davranarak eziyete sebep olmak kul hakkı olarak değerlendirilir. Özetle, İslam fıkhına göre, kasıtlı olmadan yanlış yol tarifi vermek kul hakkı sayılmaz. Bu, eylemin niyet ve kasıt boyutundan yoksun olmasından kaynaklanır. Ancak, İslami ahlak gereği, yanlışlık fark edildiğinde durumun düzeltilmesi ve mağdurdan helallik istenmesi güzel bir davranıştır.